15 Ağustos 2014 Cuma

Sekiz kişi uçağa binmişler. Bunlardan ikisi farklı porsiyon ama ne sipariş ettikleri belli olmayan yemekleri beklerken, Gamze ve Hasan’ın üç farklı renkten oluşan kutuları amaçsızca üst üste dizerken hangi ampulün kaç saatte kaç volt yakacağı ihtimali üzerine tartışmaya başladıklarını görürler. Bunu izlemek istemeyen, içlerinden en sanatsal ruhlusu, adını şu an hatırlayamadığım kişi ki galiba hatırlamak da istemiyorum, hayal gücünün sınırlarına ulaşmak ister ve kırmızı telefon kulübesinin içinde başlattığı halay çekmeyi dışına kadar taşırıp bütün halk oyunlarını adeta etrafında oynatarak zevk alır, fantezi sonuçta bir şey diyemezsin. Bu fantezi rüyasını haber alan İngilizlerin su deposu görünümünde olan tankları uçağa öpücük gönderir. Araya Jandarma girer. Neler oluyor burada durun siz kardeşsiniz derkeeennnn, adı gibi kendisi olan Gizem oralardan bir yerden çıkar ve jandarmaya 100 yıl yalnızlık kitabını verir. Böylelikle TARİH yeniden yazılırken, odadaki iki kişinin 11:29’a süper odaklandığı görülür. Seni de gereksiz bir merak sarar: “Acaba önce hangisi diyecek?” diye düşünürkennnn, ikisi birden söyler. Olabildiğince anlaşılır ve hızlıca sarfedilen cümle: “Sınav süresi bitmiştir kitapçıkları kapatın lütfen.”
Dışarı halay çekerek çıksak?

Hiç yorum yok: