12 Aralık 2016 Pazartesi


Soluk Mavi Nokta
Bu uzak gözlem noktasından, Dünya pek ilgi çekici bir yer olarak görünmeyebilir. Ancak bizler için durum farklıdır. O noktayı tekrar değerlendirin.

O burası. O yuva. O biziz.

Üzerinde sevdiğiniz herkes, tanıdığınız herkes, duyduğunuz herkes, gelmiş geçmiş tüm insanlık hayatlarını yaşadı. Bütün mutluluk ve kederlerimiz, binlerce kendinden emin dinler, ideolojiler ve ekonomik doktrinler, bütün avcılar ve toplayıcılar, bütün kahraman ve korkaklar, bütün medeniyet kuranlar ve yıkanlar, bütün krallar ve köylüler, bütün aşık ve genç çiftler, bütün anne ve babalar, umutlu çocuklar, mucitler ve kaşifler, bütün ahlak öğretmenleri, bütün yozlaşmış politikacılar, bütün "süperstarlar", bütün yüce liderler, türümüzün tarihindeki tüm azizler ve günahkarlar orada, Güneş ışığına asılı toz zerresinde yaşadılar.

Dünya muazzam kozmik alanda, çok küçük bir sahnedir. Tüm o generaller ve hükümdarlar tarafından dökülen kan ırmaklarını düşünün. O şekilde, şeref ve zafer içerisinde dönemlerinin efendileri olan, yalnızca küçük noktanın bir bölümünde.

Bu küçük pikselin bir köşesinin sakinlerinin, diğer bir köşenin farkları zorlukla ayırt edebilen sakinlerine yaptıkları bitmek bilmeyen zorbalıkları düşünün. Anlaşmazlıkları ne kadar doğaldı, başka birini öldürürken ne kadar heveslilerdi, düşmanlıkları ne kadar ateşliydi. Afra tafralarımızın, hayali ben-merkezciliğimizin, Evren'de ayrıcalıklı bir pozisyonda olduğumuza dair yanılgımızın boyunun ölçüsü, bu soluk ışıklı nokta tarafından alındı.

Gezegenimiz onu çevreleyen bu azametli kozmik karanlığın içerisindeki yalnız bir zerredir. Anlaşılmazlığımızın içinde, tüm bu muazzamlıkta, yardım için hiçbir ipucu başka bir yerden gelmeyecek... Bizi kendimizden kurtarmak için.

Dünya, bilinen tek yaşam barınağı. En azından yakın gelecekte, türümüzün göç edebileceği başka bir yer yok. Ziyaret, evet. Yerleşmek, henüz değil. Beğenin veya beğenmeyin, bu zamanda ayakta kalabildiğimiz tek yer Dünya'dır.

Gökbilim için mütevazi ve karakter geliştiren bir deneyim olduğu söylendi. Muhtemelen insanlığın kibirinin ahmakça oluşunun, bu küçük Dünya'mızın uzak resminden daha iyi bir kanıtı yoktur. Bana göre, bu resim birbirimizle ilişkilerimizi daha nazikçe kurmamızın ve "Soluk Mavi Nokta"yı koruyup ona değer vermemiz sorumluluğunun altını çizmekte...

Şimdiye dek bildiğimiz tek yuvayı.

Carl SAGAN
(11 Mayıs 1996'da, Carl Sagan, bir konuşmada fotoğrafı yorumlamıştır.)


Carl Sagan - Pale Blue Dot/Soluk Mavi Nokta
https://www.youtube.com/watch?v=QMg19hbVQzY

*6,4 milyar km uzaklıktan Dünya, soldan sağa resmi geçen günışığı huzmelerinin birinin üzerinde, sonradan çizilen mavi dairenin ortasında, soluk bir mavi nokta olarak görülüyor. Huzmeler, güneşin fotoğraf karesine yakın olmasından kaynaklanmaktadır. Noktanın bir huzmenin üzerine denk gelmesi tesadüftür.

Soluk Mavi Nokta, Dünyanın Voyager 1 sondası tarafından rekor uzaklıktan çekilen bir fotoğrafı. Fotoğraf, dünyayı uzayın sonsuzluğu içinde tek başına gösterir.

"Soluk Mavi Nokta", Carl Sagan'ın bu fotoğraftan esinlenerek 1994'te yazdığı kitabının da adıdır. Fotoğraf, 2001 yılında space.com tarafından en iyi on uzay fotoğrafından biri seçilmiştir.

Voyager 1 sondası, dış güneş sistemini incelemek maksadıyla ABD tarafından 5 Eylül 1977'de fırlatıldı. 14 Şubat 1990'da NASA, asli görevini tamamlamış ve artık Dünya'dan hayli uzaklaşmış olan Voyager 1'e yeni komutlar yollayarak Güneş Sistemi'ndeki tüm gezegenleri fotoğraflamasını sağladı. Gelen fotoğraflardan birinde, grenli bir siyah yüzey üzerinde uçuk mavi bir nokta görülüyordu. Bu, Dünya'ydı.

NASA web sitesine göre fotoğraf Dünya'dan 6,4 milyar km uzaklıktan çekilmiştir. Dar açılı bir objektif kullanılmış, mavi, yeşil ve mor filtreler takılmış, tutulum düzleminin 32° üstü hedeflenmiştir. Dar açılı objektifler, geniş açılı objektiflerin aksine, belli bir bölgeden ayrıntı görüntülemek için kullanılır. Dünya, fotoğrafta bir pikselden daha küçük bir alan (NASA'ya göre 0,12 piksel) kaplamaktadır.

Voyager, Venüs, Jüpiter, Satürn, Uranüs ve Neptün'ün de benzeri fotoğraflarını çekmiştir. Merkür'ün Güneş'e yakınlığı fotoğraflanmasına izin vermemiştir. Merih'in fotoğraflanması ise gün ışığının objektife girmesi nedeniyle mümkün olmamıştır. NASA, 60 kadar fotoğrafı bir mozaik şeklinde bir araya getirerek "Aile Fotoğrafı" dediği Güneş Sistemi resmini oluşturmuştur.