Bilinçsiz tüketici, markete her gidişinde naylon poşet alan tüketicidir.
28 Şubat 2011 Pazartesi
27 Şubat 2011 Pazar
26 Şubat 2011 Cumartesi
Sarı Öküz
Eski zamanların birinde bir otlakta öküz sürüsü yaşarmış. Ama çevredeki aslanlar da bir türlü rahat bırakmazmış onları. Hemen her gün saldırırlarmış sürüye. Öküz dediğin öyle yabana atılır bir hayvan değil ki, bir araya toplandılar mı kolayca defetmesini bilirlermiş o koca aslanları. Gün geçtikçe aslanları almış bir kaygı... "Herhalde bize bu otlağı terk etmek düşüyor" demiş aslanlardan birisi. "Nereye gideriz" diye düşünürlerken sürünün en çelimsiz, ama en kurnazı topal aslan "Hayır" demiş, "Hiçbir yere gitmiyoruz... Ben hallederim bu işi."
İnanmamış kimse ona ama "Bir şans verelim ne çıkar" diye düşünmüşler. Topal aslan elinde beyaz bayrak gitmiş öküzlerin yanına... Öküzlerin lideri olan boz öküz sormuş ne istediğini. Topal aslan "Saygıdeğer öküz efendiler.. Bugün buraya sizden özür dilemek için geldik" diye başlamış söze: "Evet size defalarca saldırdık, ama niye biliyor musunuz? Hep o sizin aranızdaki sarı öküz yüzünden... Onun rengi gözümüzü kamaştırıyor, aklımızı başımızdan alıyor... Verin onu bize, siz kurtulun biz de barış içinde yaşayalım!"
Boz öküz, diğer önde gelenlerle görüşmek üzere geri çekilmiş... Hepsi de sıcak bakmışlar bu teklife... Bir tek yaşlı benekli öküz "Olmaz" demiş ama kimseye dinletememiş sözünü... Zavallı sarı öküz teslim edilmiş aslanlara... Sürünün selameti için bir öküz; gerekliymiş bu... Gerçekten de günlerce sürüye saldıran olmamış... Ama aslan milleti, ne kadar sabreder ki "Acıktık" demişler. Topal aslan boz öküzün yanına gitmiş:
"Gördünüz ya biz aslanlar ne denli uysal milletiz... Yalnız büyük bir sorunumuz var! Şu sizin uzun kuyruklu öküz... Öyle uzun bir kuyruğu var ki nereden baksak görünüyor... O kuyruğu salladıkça bizim de aklımız başımızdan gidiyor... Gelin verin onu bize eskisi gibi barış ve huzur içinde iki taraf da hayatını sürdürsün..."
Boz öküz yine istişare yapmış sürünün ulularıyla... Yine sadece benekli öküz olmuş karşı çıkan... Hepsi de "Verelim gitsin" demişler... Dışlamışlar uzun kuyruğu sürüden... Saatler sürmüş zavallının çırpınışları...
Tekrar tekrar yinelenmiş bu olanlar... Her geçen gün daha da semirmiş aslanlar, alabildiğince güçlenmişler. Öküzler ise her geçen gün daha da zayıflamışlar, seyreldikçe seyrelmişler...Aslanlar küstahlaştıkça küstahlaşıyormuş. Artık bir neden bile söyleme gereği duymuyorlarmış. "Verin bize şu öküzü sonra karışmayız" diyorlarmış. Zavallı öküzlerin "Hayır" diyebilecek güçleri kalmamış... Hepsi birer birer can veriyormuş aslanların pençesinde. Boz öküz de aralarında olmak üzere birkaçı kalmış en sona... "Ne oldu bize, ne zaman kaybettik bu harbi aslanlara karşı, oysa ne kadar da güçlüydük?" diye sormuş biri boz öküze... Boz öküz, gözleri nemli ve sesi pişmanlıkla titreyerek, "Sarı Öküz'ü verdiğimiz gün kaybettik bu kavgayı!" demiş.
Yazar: Hulki Cevizoğlu
İnanmamış kimse ona ama "Bir şans verelim ne çıkar" diye düşünmüşler. Topal aslan elinde beyaz bayrak gitmiş öküzlerin yanına... Öküzlerin lideri olan boz öküz sormuş ne istediğini. Topal aslan "Saygıdeğer öküz efendiler.. Bugün buraya sizden özür dilemek için geldik" diye başlamış söze: "Evet size defalarca saldırdık, ama niye biliyor musunuz? Hep o sizin aranızdaki sarı öküz yüzünden... Onun rengi gözümüzü kamaştırıyor, aklımızı başımızdan alıyor... Verin onu bize, siz kurtulun biz de barış içinde yaşayalım!"
Boz öküz, diğer önde gelenlerle görüşmek üzere geri çekilmiş... Hepsi de sıcak bakmışlar bu teklife... Bir tek yaşlı benekli öküz "Olmaz" demiş ama kimseye dinletememiş sözünü... Zavallı sarı öküz teslim edilmiş aslanlara... Sürünün selameti için bir öküz; gerekliymiş bu... Gerçekten de günlerce sürüye saldıran olmamış... Ama aslan milleti, ne kadar sabreder ki "Acıktık" demişler. Topal aslan boz öküzün yanına gitmiş:
"Gördünüz ya biz aslanlar ne denli uysal milletiz... Yalnız büyük bir sorunumuz var! Şu sizin uzun kuyruklu öküz... Öyle uzun bir kuyruğu var ki nereden baksak görünüyor... O kuyruğu salladıkça bizim de aklımız başımızdan gidiyor... Gelin verin onu bize eskisi gibi barış ve huzur içinde iki taraf da hayatını sürdürsün..."
Boz öküz yine istişare yapmış sürünün ulularıyla... Yine sadece benekli öküz olmuş karşı çıkan... Hepsi de "Verelim gitsin" demişler... Dışlamışlar uzun kuyruğu sürüden... Saatler sürmüş zavallının çırpınışları...
Tekrar tekrar yinelenmiş bu olanlar... Her geçen gün daha da semirmiş aslanlar, alabildiğince güçlenmişler. Öküzler ise her geçen gün daha da zayıflamışlar, seyreldikçe seyrelmişler...Aslanlar küstahlaştıkça küstahlaşıyormuş. Artık bir neden bile söyleme gereği duymuyorlarmış. "Verin bize şu öküzü sonra karışmayız" diyorlarmış. Zavallı öküzlerin "Hayır" diyebilecek güçleri kalmamış... Hepsi birer birer can veriyormuş aslanların pençesinde. Boz öküz de aralarında olmak üzere birkaçı kalmış en sona... "Ne oldu bize, ne zaman kaybettik bu harbi aslanlara karşı, oysa ne kadar da güçlüydük?" diye sormuş biri boz öküze... Boz öküz, gözleri nemli ve sesi pişmanlıkla titreyerek, "Sarı Öküz'ü verdiğimiz gün kaybettik bu kavgayı!" demiş.
Yazar: Hulki Cevizoğlu
16
İlk okulda ilk defa saymayı öğrendiğimde 16’ya kadar saymayı öğrenebilmiştim.
Bir defa lisanslı olarak futbol maçına çıktım, forma numaram 16 olmuştu.
Üniversite kaydımı yaptırdığımda okul numaramın son iki rakamı 16 oldu.
Katıldığım ilk maratonda 16 numaraydım.
Okulumun bulunduğu Kıbrıs adasından mezun olarak çıkarken gördüm ki adaya tam 16 kez giriş ve çıkış yapmışım.
İlk defa tek başıma çiğ köfte yedim, öylesine bir porsiyon istedim. Tabakta tam 16 tane çiğ köfte vardı.
Büyük bir mağazada dolaştım, dolaştım… Dikkatimi sadece tek bir bardak çekti, altında 16 TL yazıyordu.
İlkokuldan mezun olduktan sonra ilkokul arkadaşlarımla ilk defa 16 yıl sonra buluştuk.
Bir çok kişi adımdaki “r” harfini eksik söyler. Böyle olunca adım ile soyadımın harflerinin toplamı 16 ediyor.
Ve şu an hatırlayamadıklarım…
16’ya takmış biri değilim ama sanırım üstad bana bir şeyler göstermeye çalışıyor fakat henüz anlayabilmiş değilim. :)
Arada karşıma çıktığında not ettim…
Hellboy filminin 1:16:00 süresinde “Sebastian Plackba, 16 numara” diyor.
Her saniye 16 milyon ton su yeryüzüne yağmur olarak iniyor.
Aynı saniye 16 milyon ton göğe yükseliyor.
Eskiden bir ara merak edip, google'a 16 yazıp bakmıştım ne var ne yok diye, şunlar karşıma çıkmıştı:
Arı anlamına gelen "Nahl" Suresi tam 16. suredir.
Arının kromozom sayısı da 16'dır.
Dünyanın dört bir yanındaki arıların kromozom sayısı aynıdır ve değişmez. Genellikle hayvanların dişisinde ve erkeğinde eşit sayıda kromozom vardır. Fakat arının durumu, diğerlerinden biraz farklıdır. Çünkü erkek arı 16 tek kromozoma, dişi arı 16 çift kromozoma sahiptir. İşte arı bu açıdan -kromozom sayısı bakımından- farklıdır. Bu farklılığa Kuran'da işaret etmektedir.
-
Kuran-ı Kerîm Nas Suresi ile sona erer.
Nas Suresi 16 kelimeden oluşur.
-
İnsan bir dakikada ortalama 16 kez nefes alıp verir.
-
Filozoflara göre tüm tabiat 16 unsurdan meydana gelir.
-
16, bütünlüğün sembolüdür, mükemmel ölçü ve bütünlük sayısıdır.
-
Eski Mısır'da 16 rakamı 'zevk' anlamına da geliyordu. Çünkü 16'nın ergenliğe adım atma yaşı olduğu kabul edilmişti.
-
Satrançtaki 16 hamle kuralı.
-
Sayısal lotoda en çok çıkan sayı 16 (sanırım 2000 yılına kadar)
Ve halâ en çok çıkan sayılar arasında.
-
8'inci haftaya 16 puanla başlayan sarı-lacivertli takım puan cetvelindeki bu rakamı değiştiremedi ve adeta 16'nın gazabına uğradı.Sinan Kaloğlu attığı golle 3 puanı takımına kazandıran isim olurken dakikanın 16'yı göstermesi tesadüf zincirinin ilginç bir halkasıydı. Fenerbahçe'nin mağlup olduğu ilin plaka numarasının da 16 olması bu kadarda olmaz dedirtti.
-
Çeyreği ile çeyreğinin çarpımı tekrar kendisi eden tek sayı. (16/4=4 4.4=16)
Belki şimdi diyeceksiniz ki, 16’ya takmışsın.
Takmış olsaydım, şimdi de google’a 16 yazıp aratırdım ve önceden çıkan bilgiden çok daha fazla çıkardı ama merak etmiyorum. Bir sonraki gelecek olan 16’yı da merak etmiyorum açıkası.
Çeyreği olan 4 hakkındaki sonuçlar:
Dünya düzeninin simgesidir, adaleti simgeler.
4 ilke (su, hava, toprak, ateş) ve 4 yön (doğu, batı, kuzey, güney)
4 mevsim, ayın 4 şekil göstermesi, 4 büyük melek.
Allah isminin yazılışı da hem İslamda hem diğer dinlerde 4 harflidir.
Tanrısal unsura, sonsuzluğa işaret eder. Çünkü 1+2+3+4=10'dur, bu da her şeyi kuşatan büyük birliktir.
4 aynı zamanda iyi niyet, dostluk, yardım ve hoşgörüyü temsil eder.
Ananas meyve suyunu çok içtim ama ilk defa ananas yedim. Harika bir tadı var. Tadından etkilenip de faydalarına baktığım ilk yiyecek oldu: "Ananas insan vücudunun ihtiyaç duyduğu bütün vitaminleri ve 16 doğal mineral içerir."
Bir defa lisanslı olarak futbol maçına çıktım, forma numaram 16 olmuştu.
Üniversite kaydımı yaptırdığımda okul numaramın son iki rakamı 16 oldu.
Katıldığım ilk maratonda 16 numaraydım.
Okulumun bulunduğu Kıbrıs adasından mezun olarak çıkarken gördüm ki adaya tam 16 kez giriş ve çıkış yapmışım.
İlk defa tek başıma çiğ köfte yedim, öylesine bir porsiyon istedim. Tabakta tam 16 tane çiğ köfte vardı.
Büyük bir mağazada dolaştım, dolaştım… Dikkatimi sadece tek bir bardak çekti, altında 16 TL yazıyordu.
İlkokuldan mezun olduktan sonra ilkokul arkadaşlarımla ilk defa 16 yıl sonra buluştuk.
Bir çok kişi adımdaki “r” harfini eksik söyler. Böyle olunca adım ile soyadımın harflerinin toplamı 16 ediyor.
Ve şu an hatırlayamadıklarım…
16’ya takmış biri değilim ama sanırım üstad bana bir şeyler göstermeye çalışıyor fakat henüz anlayabilmiş değilim. :)
Arada karşıma çıktığında not ettim…
Hellboy filminin 1:16:00 süresinde “Sebastian Plackba, 16 numara” diyor.
Her saniye 16 milyon ton su yeryüzüne yağmur olarak iniyor.
Aynı saniye 16 milyon ton göğe yükseliyor.
Eskiden bir ara merak edip, google'a 16 yazıp bakmıştım ne var ne yok diye, şunlar karşıma çıkmıştı:
Arı anlamına gelen "Nahl" Suresi tam 16. suredir.
Arının kromozom sayısı da 16'dır.
Dünyanın dört bir yanındaki arıların kromozom sayısı aynıdır ve değişmez. Genellikle hayvanların dişisinde ve erkeğinde eşit sayıda kromozom vardır. Fakat arının durumu, diğerlerinden biraz farklıdır. Çünkü erkek arı 16 tek kromozoma, dişi arı 16 çift kromozoma sahiptir. İşte arı bu açıdan -kromozom sayısı bakımından- farklıdır. Bu farklılığa Kuran'da işaret etmektedir.
-
Kuran-ı Kerîm Nas Suresi ile sona erer.
Nas Suresi 16 kelimeden oluşur.
-
İnsan bir dakikada ortalama 16 kez nefes alıp verir.
-
Filozoflara göre tüm tabiat 16 unsurdan meydana gelir.
-
16, bütünlüğün sembolüdür, mükemmel ölçü ve bütünlük sayısıdır.
-
Eski Mısır'da 16 rakamı 'zevk' anlamına da geliyordu. Çünkü 16'nın ergenliğe adım atma yaşı olduğu kabul edilmişti.
-
Satrançtaki 16 hamle kuralı.
-
Sayısal lotoda en çok çıkan sayı 16 (sanırım 2000 yılına kadar)
Ve halâ en çok çıkan sayılar arasında.
-
8'inci haftaya 16 puanla başlayan sarı-lacivertli takım puan cetvelindeki bu rakamı değiştiremedi ve adeta 16'nın gazabına uğradı.Sinan Kaloğlu attığı golle 3 puanı takımına kazandıran isim olurken dakikanın 16'yı göstermesi tesadüf zincirinin ilginç bir halkasıydı. Fenerbahçe'nin mağlup olduğu ilin plaka numarasının da 16 olması bu kadarda olmaz dedirtti.
-
Çeyreği ile çeyreğinin çarpımı tekrar kendisi eden tek sayı. (16/4=4 4.4=16)
Belki şimdi diyeceksiniz ki, 16’ya takmışsın.
Takmış olsaydım, şimdi de google’a 16 yazıp aratırdım ve önceden çıkan bilgiden çok daha fazla çıkardı ama merak etmiyorum. Bir sonraki gelecek olan 16’yı da merak etmiyorum açıkası.
Çeyreği olan 4 hakkındaki sonuçlar:
Dünya düzeninin simgesidir, adaleti simgeler.
4 ilke (su, hava, toprak, ateş) ve 4 yön (doğu, batı, kuzey, güney)
4 mevsim, ayın 4 şekil göstermesi, 4 büyük melek.
Allah isminin yazılışı da hem İslamda hem diğer dinlerde 4 harflidir.
Tanrısal unsura, sonsuzluğa işaret eder. Çünkü 1+2+3+4=10'dur, bu da her şeyi kuşatan büyük birliktir.
4 aynı zamanda iyi niyet, dostluk, yardım ve hoşgörüyü temsil eder.
Ananas meyve suyunu çok içtim ama ilk defa ananas yedim. Harika bir tadı var. Tadından etkilenip de faydalarına baktığım ilk yiyecek oldu: "Ananas insan vücudunun ihtiyaç duyduğu bütün vitaminleri ve 16 doğal mineral içerir."
25 Şubat 2011 Cuma
22 Şubat 2011 Salı
"Çiçek olmazsa, rengi de yoktur. Renk olmazsa, çiçek de görünmez olarak kalır. Ötede ışık vardır ki o çiçekle temas ettiğinde rengi yaratır. Şunu idrak edin ki, sizin gerçek doğanız bu saf ışıktandır ve algılanan ile algılayan birlikte gelir ve giderler. Her ikisini de mümkün kılan, ama her ikisi de olmayan, sizin gerçek varlığınızdır ve o “bu” ya da “şu” olmayıp, olmanın ve olmamanın saf farkındalığıdır. Farkındalık kendi üstüne döndüğü zaman, bu “bilmeme” duygusudur. O dışa döndüğü zaman “bilinebilir” olanlar varlık kazanırlar. “Kendimi biliyorum” demek terim olarak çelişkidir, çünkü bilinen “kendim” (öz varlığım) olamaz."
Sri Nisargadatta Maharaj - Ben O'yum kitabından
Sri Nisargadatta Maharaj - Ben O'yum kitabından
21 Şubat 2011 Pazartesi
17 Şubat 2011 Perşembe
Kadın dekolte giyip tacize uğrarsa, suç kendisindeymiş.
Ne yani, erkeklerin öküzlüğü hoş mu görülmeli? Niye ki?
"Tahrik ettikten sonra sonucundan şikayet etmen makul değildir" de demiş adam.
Ama şimdi kendisi de kadınların onu parçalaması için tahrik ediyor.
Eğer sağ kalabilirse, şikâyet etmemesi lazım... Çünkü makul değil.
Hem, ben niye televizyonu her izleyişimde bir saçmalıkla karşılaşmak zorundayım ki?
Ne yani, erkeklerin öküzlüğü hoş mu görülmeli? Niye ki?
"Tahrik ettikten sonra sonucundan şikayet etmen makul değildir" de demiş adam.
Ama şimdi kendisi de kadınların onu parçalaması için tahrik ediyor.
Eğer sağ kalabilirse, şikâyet etmemesi lazım... Çünkü makul değil.
Hem, ben niye televizyonu her izleyişimde bir saçmalıkla karşılaşmak zorundayım ki?
16 Şubat 2011 Çarşamba
14 Şubat 2011 Pazartesi
13 Şubat 2011 Pazar
10 Şubat 2011 Perşembe
9 Şubat 2011 Çarşamba
"Hazım fonksiyonlarının kullanılmasını da değiştirdik. Bayat ekmek, ihtiyar hayvanların eti gibi sert yiyecekler beslenimde artık kullanılmıyor. Hekimler, çenelerin katı şeyleri çiğnemek, midenin doğal maddeleri hazmetmek için yapıldıklarını unuttular."
Dr. Alexis Carrel - "İnsan Denen Meçhul" kitabından.
Dr. Alexis Carrel - "İnsan Denen Meçhul" kitabından.
8 Şubat 2011 Salı
"Mutluluğunuzun nesnelere, olaylara ve insanlara bağlı olduğuna inanmak, gerçek doğanızla ilgili cehaletinizden kaynaklanır; mutlu olmak için kendinizi (özünüzü) bilmekten gayrı hiçbir şeye ihtiyacınız olmadığını bilmek ise bilgeliktir."
Sri Nisargadatta Maharaj
“Doymak bilmez ruhunuz, peşinden koşar hazine ve mücevherlerin, hediye verme istencine doymadığından erdeminiz.”
Friedrich Wilhelm Nietzsche
Sevgililer günü yaklaşınca aklıma gelen iki söz.
Sri Nisargadatta Maharaj
“Doymak bilmez ruhunuz, peşinden koşar hazine ve mücevherlerin, hediye verme istencine doymadığından erdeminiz.”
Friedrich Wilhelm Nietzsche
Sevgililer günü yaklaşınca aklıma gelen iki söz.
7 Şubat 2011 Pazartesi
Timur: "Dünyaya hükmediyordum. Ben bile yanımda götüremedim."
"Timur, 1360'ta Maveraünnehir'de önemli bir üne sahip oldu. Çağatay Hanlığında önemli bir başarı kazandı ve kendi imparatorluğunu kurdu.
1369’da, Emir Hüseyin ile arası açılan Timur, onun ölümünden sonra Mâverâünnehir’e tek başına hâkim oldu ve Semerkand’a gelerek tahta çıktı. Timur, yedi senede İran’ı hâkimiyeti altına aldı. Azerbaycan, Irak-ı Acem ve Irak-ı Arab’ı ele geçirdi. Yine 1371 ve 1379 yıllarında yaptığı seferlerle Harezm’i kendine bağladı. Timur, 1389’a kadar beş sefer yaparak Uygurları itaat altına aldı. Mülteci Altınordu Prensi Toktamış’a yardım edip, destekleyerek Altınordu hükümdarı yaptı. Toktamış Han, Emir Timur'a ihânet edince, 1390 ve 1391’de onu iki kere mağlup etti. İtil Irmağı doğusuna hâkim oldu.
Daha sonra Hindistan üzerine de sefer açıp, 1399’da Kuzey Hindistan’ı zaptetti. Yaptığı bütün savaşları kazanan Emir Timur, 1400'de Ermenistan ve Gürcistanı,1401-1402’de Suriye’yi aldı. Halep ve Şam'ı da aldıktan sonra Memlüklüleri bozguna uğrattı ve 1401 Haziranında Bağdat'ı ele geçirdi. Daha sonra Yıldırım Bayezid ile yaptığı 1402 Ankara Savaşı sonunda bazı Osmanlı topraklarını hâkimiyeti altına aldı ve Osmanlıda 12 yıl sürecek Fetret Devri'nin başlamasına neden oldu. Böylece Çin’e ve Delhi’ye kadar bütün Asya’yı, Irak, Suriye ve İzmir’e kadar Anadolu’yu aldı. 200.000 kişilik bir ordunun başında Çin’e sefere giderken Şubat 1405’te Sir Derya yakınlarındaki Otrar'da öldü."
wikipedia
"Timur, 1360'ta Maveraünnehir'de önemli bir üne sahip oldu. Çağatay Hanlığında önemli bir başarı kazandı ve kendi imparatorluğunu kurdu.
1369’da, Emir Hüseyin ile arası açılan Timur, onun ölümünden sonra Mâverâünnehir’e tek başına hâkim oldu ve Semerkand’a gelerek tahta çıktı. Timur, yedi senede İran’ı hâkimiyeti altına aldı. Azerbaycan, Irak-ı Acem ve Irak-ı Arab’ı ele geçirdi. Yine 1371 ve 1379 yıllarında yaptığı seferlerle Harezm’i kendine bağladı. Timur, 1389’a kadar beş sefer yaparak Uygurları itaat altına aldı. Mülteci Altınordu Prensi Toktamış’a yardım edip, destekleyerek Altınordu hükümdarı yaptı. Toktamış Han, Emir Timur'a ihânet edince, 1390 ve 1391’de onu iki kere mağlup etti. İtil Irmağı doğusuna hâkim oldu.
Daha sonra Hindistan üzerine de sefer açıp, 1399’da Kuzey Hindistan’ı zaptetti. Yaptığı bütün savaşları kazanan Emir Timur, 1400'de Ermenistan ve Gürcistanı,1401-1402’de Suriye’yi aldı. Halep ve Şam'ı da aldıktan sonra Memlüklüleri bozguna uğrattı ve 1401 Haziranında Bağdat'ı ele geçirdi. Daha sonra Yıldırım Bayezid ile yaptığı 1402 Ankara Savaşı sonunda bazı Osmanlı topraklarını hâkimiyeti altına aldı ve Osmanlıda 12 yıl sürecek Fetret Devri'nin başlamasına neden oldu. Böylece Çin’e ve Delhi’ye kadar bütün Asya’yı, Irak, Suriye ve İzmir’e kadar Anadolu’yu aldı. 200.000 kişilik bir ordunun başında Çin’e sefere giderken Şubat 1405’te Sir Derya yakınlarındaki Otrar'da öldü."
wikipedia
6 Şubat 2011 Pazar
4 Şubat 2011 Cuma
3 Şubat 2011 Perşembe
“Şu lüzumsuzlara bakın hele! Çalarlar eserlerini kâşiflerin, hazinelerini bilgelerin: “yüksek öğrenim” diye tanımlarlar hırsızlıklarını – ve her şey bir hastalık, bir dert haline gelir onlar için.
Şu lüzumsuzlara bakın hele! Hastadırlar daima, kusarlar safralarını ve buna da gazete derler. Yutarlar birbirlerini ve hazmedemezler üstelik.”
Friedrich Wilhelm Nietzsche
Şu lüzumsuzlara bakın hele! Hastadırlar daima, kusarlar safralarını ve buna da gazete derler. Yutarlar birbirlerini ve hazmedemezler üstelik.”
Friedrich Wilhelm Nietzsche
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)