24 Mayıs 2013 Cuma

Teknoloji bu kadar hızlı ilerleyeceğine insanlık hızlı ilerlese ya?
İnsanlar hiçbir dine mensup olmadan da iyi insan olabilseler meselâ.
Devletin malı deniz, yemeyen keriz diye düşünen kerizler hiç olmasa.
Yere çöp atan insanların nesli çoktan tükenmiş olsa meselâ.
Cenneti seccade ucunda, sevabı anlamadan okumakta arayanlar yerine dünyayı cennet gibi yapmak için çalışan insanlar olsa.
Hırsız kuklalar çıkıp bir iki iyi konuşma yapınca onları alkışlayacak toplumlar hiç olmasa meselâ.
Gençler zibidilere özeneceğine bilim adamlarına, hekimlere özense.
İnsanlar kendi dillerini iyi bilse de doğru iletişim kurma becerisi ve anlayışı çoktan gelişmiş olsa.
Bilmediği halde konuşan kişiler yerine “bu konuda bilgim yok” diyen kişiler olsa.
Pazarlığın yapılmadığı, herkesin sadece hak ettiğini kazandığı bir dünya olsa.
Elli tane koruma ile gezen başbakanlar yerine bisikletle işine giden başbakanlar olsa.
Şerit değiştirirken değil de, birkaç saniye önce sinyal veren sürücüler olsa.
İnsanlar “tembellik” gibi saçma bir şeyi sevmek yerine enerji dolu olsa.
Çöplerin geri dönüştürülebilir olduğunun bilincinde olunsa ve uygulansa.
Medyada sigara göstermeyi yasaklatıp da bıçakla yaralama, tabanca ile vurma, hırsızlık, aldatma, dolandırıcılık, insan öldürme, suça teşebbüs ettirici gibi yayınları serbest yapan bir anlayış olmasa.
Eğitim gördüğü halde ağzında halâ argo kelimeler, hayvanlara özenir gibi veya komiklik olsun diye sürekli kaba konuşan insanlar olmasa.
Şeytanı dışarıda aramak yerine içlerinde arasa insanlar.
Dinlemeyi bilen, dinlemiş olmak için değil de anlamak için dinleyen, hep kendi çerçevesinden bakmak yerine biraz da karşı tarafın gözünden bakanlar olsa meselâ.
Toplum önünde ona buna nefretini kusan, kaba sözler sarfeden, çocuk gibi atışan, ağıza alınmayacak laflar ederek konuşma yapan ve bunları destekleyen, adam yerine koyan insanlarla aynı çağda yaşıyor olmasak meselâ.
Kendisinden çok başkalarına değer vermek yerine herkes en çok kendine değer verse, kendine saygı duysa.
Çevreye duyarlı olmayan öğretmenler yerine çevreye duyarlı olan hayvanlar olsa, çocuklara daha iyi örnek olsa.
On çocuk yap, Allah rızkını verir diyerek verimsiz yetiştirmek yerine iki çocuk yap, verimli yetiştir anlayışı olsa sadece.
Kusuru çıplak insanda değil de kendi duygu ve düşüncelerinde arasa insanlar.
Önüne koyulan kitabı sorgusuz sualsiz doğru kabul ederek ön yargılı olmak yerine o çeyreğini bile kullanamadığı beynin boş yere verilmediğinin bilincinde olarak sorgulasa insanlar gerçeğe daha çok yaklaşmak için…
Her akşam boş boş televizyon izlemek yerine eline bir sağlık kitabı alsa da kendisine faydası olsa insanların.
Yasa dışı iş yapanları şikâyet edenler yerine kırmızı ışıkta geçenlere “akıl sağlığı raporu getir” dense.
Kaldırımlara kazıklar dikerek insanları çevrenin veya başka şeylerin şimdi daha güzel olduğuna ikna etmeye çalışırken ceplerini milletin parası ile yasa dışı olarak dolduran takım elbiseli odunlar olmasa.
Şehirleri kalkındırma adı altında boş boş üniversiteler açıp eğitmen aranacağına kaliteli eğitmen yetiştirip de üniversiteler dolu dolu açılsa ve böylelikle eğitim kalitesi de, eğitimli kişi kalitesi de artırılsa.
Kahvehanelerden çok kütüphaneler olsa.
Herifler kafalarına göre harita üzerinde çember çizip de “ahanda burası istimlaktır” diyerek yüzlerce vatandaşı yıllarca haksız yere mağdur etmese.
Hayali hastalıklar üretilip ilaçlar dayatılmasa.
Birbirine yol verme anlayışı herkeste olsa.
Bir mahalleye yeni biri taşınacağı zaman, tüm mahalle oy birliği ile buna karar verse.
Savaşta ölümleri azaltmak için robot üreten beyinler yerine savaş anlayışını kaldıran beyinler olsa.
Öksürürken, hapşırırken, esnerken ağzını kapatan insanlar olsa meselâ.
Sokağa tükürmeyen insanlar olsa.
Havada kalan söz yazarları, köşeye atılası köşe yazarları, paint terk afiş tasarımcıları, sesi ve bestesi olmayan bacak sanatçıları, kadrajı oturtamayan profesyonel fotoğrafçılar, savaş çıkmış gibi heyecanlı haber sunan patlak gözlü sunucular, tuğlayı öğrenen müteahhit, kontrol kalemini eline alan elektrikçi, kitabı hiç anlayarak okumamış olan hoca, bilene gitmek yerine sokaktaki insana sorup arasından seçmece koyan sokak röportajcıları, hırsız güvenlikçiler, adam olamayan siyasetçiler, eğitimsiz eğitmenler, olmasa meselâ…
Bir canlının yaşamasını sağlayan şey, bir canlının ölümü olmasa…
Bana bir şeyler anlat, canım çok sıkılıyor.






haluk levent bana bişeyler anlat


http://www.youtube.com/watch?v=oifTjEM15LQ

9 Mayıs 2013 Perşembe

Sizin düşünceniz sizin olmayabilir.
Sizin duygunuz sizin olmayabilir.
İstekleriniz, arzularınız, inançlarınız sizin olmayabilir.
Ama siz, sizin olduğuna inanabilirsiniz.
"Müslümanım" diyor... "Temizlik imandan gelir" diyor...
Ve yere tükürüyor... İzmaritini, çöpünü, külünü, artık işine yaramayacak her şeyi yere atıyor, sokağa... ortak kullanım alanımızı kirletiyor. Ama temizlik imandan gelir diyor. Sorsan müslüman.
Eskiden ... yolundan yürürken en ileride ... tepeyi görürdüm.
Şimdi sadece apartmanların çatıları görünüyor.
Aklı bir karış havadaysa bu millet kuklayı da destekler.
Arada öyle soruyorum, karşımdaki "kaç yaşındasın?" deyince, "kaç gibi görünüyorum sence?"
"24-26" civarı cevaplar alıyorum genelde... İyi diyorum fena değil. 

Geçenlerde Turkcell de mesaj gönderdi:
"gnctrkcll'den 25 yaşını geçtiğin için mezun oldun. 26 yaşın altındaysan, GNC yaz" vs.
Turkcell bile benim o yaşlarda olduğumu düşünüyor. 

Spor yap, sağlıklı beslen, genç kal. :))

4 Mayıs 2013 Cumartesi