31 Aralık 2012 Pazartesi
30 Aralık 2012 Pazar
"YAZILARINDA "GÖT" KELIMESINI AÇIK AÇIK KULLANDIGI IÇIN MAHKEMEYE VERILEN CAN YÜCEL, MAHKEMEDEKI SÖZLÜ SAVUNMASINI 'NE DIYEYIM HAKIMBEY. BIZIM KÖYDE GÖTE GÖT DERLER' DIYE BITIRIR, ANCAK ÖNCESINDE BIR DE FIKRA ANLATIR MAHKEMEDE.
BIR KÖYDE ATESLI BIR HASTA VARDIR, KASABAYA DOKTORA GETIRIR HASTAYI KÖYLÜLER. KOCA DEVLETIN KOCA DOKTORUNA. DOKTOR HASTAYA FITIL VERIR VE KÖYE DÖNDÜKLERI GIBI HASTAYA FITILI ANÜSTEN VERMELERINI SÖYLER KÖYLÜLERE.
KÖYLÜLER TABI 'TAMAM DOHTOR BEY' DIYIP KÖYE GIDERLER KÖYDEKI HERKESE SORARLAR, EN BILGELERE BILE, AMA KIMSE ANÜS NE DEMEKTIR BILEMEZ. BU NEDENLE BIR TÜRLÜ ILACI DA VEREMEZLER HASTAYA. HASTANIN DURUMU DA GITGIDE KÖTÜLESMEKTEDIR. BUNUN ÜZERINE KÖYLÜ, DOKTORA, KOCA DEVLETIN KOCA DOKTORUNA TELEFON ETMEYE KARAR VERIR AMA KIMSE BUNA YANASMAZ. NE CÜRET DI MI DOKTORU ARAYACAK BI KÖYLÜ.
NEYSE DURUMUN VAHAMETI ÜZERINE MUHTAR ARAMAYI KABUL EDER. BÜTÜN KÖYLÜ TOPLANIR SANTRALE, MUHTAR ARAR, "BIZ NE YAPACAAMIZI BILEMEDIK DOHTOR BEY" FALAN DER ISTE.KARSIDAN DOKTOR BISILER SÖYLER. MUHTAR DÖNER ARKASINA:
"MAKATTAN VERIN DEDI DOHTOR" DER. YINE TÜM KÖYE SORARLAR, KOMSU KÖYLERE BIRILERINI YOLLAYIP SORDURURLAR FELAN, AMA MAKAT NE BILEN YOKTUR YINE. HASTA ISE GITTI GIDECEK,ATESLER IÇINDE KIVRANIYO BAYA.
IHTIYAR MECLISI TOPLANIR. SON ÇARE, DOKTORUN BIR KEZ DAHA ARANMASINA KARAR VERILIR. YINE KIMSE ARAMAK ISTEMEZ DOKTORU. NIHAYETINDE YINE BIRI KANDIRILIR. TELEFONUN BASINA GEÇER, AMA BI YANDAN SÖYLENMEKTEDIR "ÇOK KIZACAK DOHTOR ÇOK!!!" DIYE.
SONUNDA TELEFONU AÇAR, DURUMU ANLATIR, DOKTOR BISILER SÖYLER YINE. TELEFONDAKI KÖYLÜ, YÜZÜ ALLAK BULLAK, ARKASINI DÖNER:
"ÇOK KIZACAK DEMISTIM; GÖTÜNE SOKUN DEDI"
(C. YÜCEL BU DAVADAN BERAAT ETMISTIR.)"
BIR KÖYDE ATESLI BIR HASTA VARDIR, KASABAYA DOKTORA GETIRIR HASTAYI KÖYLÜLER. KOCA DEVLETIN KOCA DOKTORUNA. DOKTOR HASTAYA FITIL VERIR VE KÖYE DÖNDÜKLERI GIBI HASTAYA FITILI ANÜSTEN VERMELERINI SÖYLER KÖYLÜLERE.
KÖYLÜLER TABI 'TAMAM DOHTOR BEY' DIYIP KÖYE GIDERLER KÖYDEKI HERKESE SORARLAR, EN BILGELERE BILE, AMA KIMSE ANÜS NE DEMEKTIR BILEMEZ. BU NEDENLE BIR TÜRLÜ ILACI DA VEREMEZLER HASTAYA. HASTANIN DURUMU DA GITGIDE KÖTÜLESMEKTEDIR. BUNUN ÜZERINE KÖYLÜ, DOKTORA, KOCA DEVLETIN KOCA DOKTORUNA TELEFON ETMEYE KARAR VERIR AMA KIMSE BUNA YANASMAZ. NE CÜRET DI MI DOKTORU ARAYACAK BI KÖYLÜ.
NEYSE DURUMUN VAHAMETI ÜZERINE MUHTAR ARAMAYI KABUL EDER. BÜTÜN KÖYLÜ TOPLANIR SANTRALE, MUHTAR ARAR, "BIZ NE YAPACAAMIZI BILEMEDIK DOHTOR BEY" FALAN DER ISTE.KARSIDAN DOKTOR BISILER SÖYLER. MUHTAR DÖNER ARKASINA:
"MAKATTAN VERIN DEDI DOHTOR" DER. YINE TÜM KÖYE SORARLAR, KOMSU KÖYLERE BIRILERINI YOLLAYIP SORDURURLAR FELAN, AMA MAKAT NE BILEN YOKTUR YINE. HASTA ISE GITTI GIDECEK,ATESLER IÇINDE KIVRANIYO BAYA.
IHTIYAR MECLISI TOPLANIR. SON ÇARE, DOKTORUN BIR KEZ DAHA ARANMASINA KARAR VERILIR. YINE KIMSE ARAMAK ISTEMEZ DOKTORU. NIHAYETINDE YINE BIRI KANDIRILIR. TELEFONUN BASINA GEÇER, AMA BI YANDAN SÖYLENMEKTEDIR "ÇOK KIZACAK DOHTOR ÇOK!!!" DIYE.
SONUNDA TELEFONU AÇAR, DURUMU ANLATIR, DOKTOR BISILER SÖYLER YINE. TELEFONDAKI KÖYLÜ, YÜZÜ ALLAK BULLAK, ARKASINI DÖNER:
"ÇOK KIZACAK DEMISTIM; GÖTÜNE SOKUN DEDI"
(C. YÜCEL BU DAVADAN BERAAT ETMISTIR.)"
27 Aralık 2012 Perşembe
26 Aralık 2012 Çarşamba
Ara sokağa araba park edilmiş, yolu kapatmış. Bir araba geliyor, kornaya basıyor... gelen giden yok. Biraz daha kornaya basıyor, bekliyor... halâ arabanın sahibi etrafta yok. Adam arabadan iniyor, çevredekilere soruyor arabanın sahibini, bilen yok. Bekliyor, bekliyor, bakıyor etrafa... halâ sahibi ortada yok. Çıkarıyor anahtarı cebinden, arabanın ön tarafına hafif bir vuruş yapıyor anahtarla. Sonra aşağı doğru sertçe çekerek bir çizik atıyor. İmzasını tamamlamasını bekliyordum ki, bir çiziğin yeterli olacağını düşünerek anahtarını cebine koyuyor, arabasına binip geçemediği yoldan geri gidiyor.
Not: yakında 4 tane otopark var.
Not: yakında 4 tane otopark var.
25 Aralık 2012 Salı
Zaten herkes kaza yapmam diye emniyet kemeri takmıyor. Demin gördüğüm çocuk da öyle. Otobüs ile kafa kafaya çarpışmış. Ön camı hafif dışarı çıkmış, yüzünün bir yanı kanlı. Emniyet kemerini taksaydı kafayı cama vurmayacaktı. Ama olur mu, o kaza yapmayacağını bildiği için emniyet kemerini takmadı. Şimdi yüzünün bir yanı zedelenmiş. Daha kötüsü de olabilirdi. Camlar gözüne girebilir, gözlerini kaybedebilirdi. Gözlerini kaybetmek ister misin?
20 Aralık 2012 Perşembe
Oyun daveti gönderiyorsunuz, kabul etmiyorum...
Sonra ... bir daha gönderiyorsunuz.
Sonra ... bir daha kabul etmiyorum.
Ve yine oyun daveti gönderiyorsunuz. Ve ben yine kabul etmiyorum.
Bazen üst üste gönderiyorsunuz, o zaman da üst üste kabul etmiyorum.
Sonra tekrar gönderiyorsunuz!
Ben de tekrar kabul etmiyorum!
Ama göndermekte ısrar ediyorsunuz.
Ben de reddetmekte ısrar ediyorum.
Fakat durmak yok, devam. Davetiye gönder de gönder. Olur da bir gün kabul eder.
Ben yine hepsinde kabul etmiyorum da etmiyorum.
Ben reddetmekten bıkıyorum, siz davetiye göndermekten bıkmıyorsunuz.
Bu nasıl bir psikolojidir? Bu nasıl bir takıntıdır? :)
Sevgili ve saygıdeğer arkadaşlarım, ben facebook'ta hiçbir oyunu oynamıyorum.
Oynayacağımı da düşünmüyorum.
Niye böyle yapıyorsunuz ki? :)
Sonra ... bir daha gönderiyorsunuz.
Sonra ... bir daha kabul etmiyorum.
Ve yine oyun daveti gönderiyorsunuz. Ve ben yine kabul etmiyorum.
Bazen üst üste gönderiyorsunuz, o zaman da üst üste kabul etmiyorum.
Sonra tekrar gönderiyorsunuz!
Ben de tekrar kabul etmiyorum!
Ama göndermekte ısrar ediyorsunuz.
Ben de reddetmekte ısrar ediyorum.
Fakat durmak yok, devam. Davetiye gönder de gönder. Olur da bir gün kabul eder.
Ben yine hepsinde kabul etmiyorum da etmiyorum.
Ben reddetmekten bıkıyorum, siz davetiye göndermekten bıkmıyorsunuz.
Bu nasıl bir psikolojidir? Bu nasıl bir takıntıdır? :)
Sevgili ve saygıdeğer arkadaşlarım, ben facebook'ta hiçbir oyunu oynamıyorum.
Oynayacağımı da düşünmüyorum.
Niye böyle yapıyorsunuz ki? :)
16 Aralık 2012 Pazar
15 Aralık 2012 Cumartesi
13 Aralık 2012 Perşembe
Balderesi tekrar reklam yapmaya başlamış ama bu sefer Balderesi ismi yok. Onun yerine insanlıktan, dürüstlükten, sevgiden, dinden, kardeşlikten ve benzerlerinden söz ediliyor. Elbetteki reklamın sonunu getiremeden kapattım.
Ve bu firma hiç mi görmüyor çocukların dahi onların reklamlarıyla dalga geçtiğini?
Ve bu firma hiç mi görmüyor çocukların dahi onların reklamlarıyla dalga geçtiğini?
7 Aralık 2012 Cuma
6 Aralık 2012 Perşembe
Ne diyeyim ki sana,
Varlığın sırları saklı senden, benden,
Bir düğüm ki ne sen çözebilirsin, ne ben,
Bizimki perde arkasında dedikodu,
Bir indi mi perde, ne sen kalırsın ne ben.
(Kaşan'da konakladığı kervansarayda oda arkadaşı Hasan Sabbah ile tanıştıklarında kader, ibadet, ahiret vb. konular üzerine konuşurlarken verdiği cevap )
Ömer Hayyam
5 Aralık 2012 Çarşamba
2 Aralık 2012 Pazar
Bankadan çok para çektiğinizde o parayı bankacının gözü önünde sayın çünkü çok para arasında makine, eksik parçası olan parayı fark etmemiş olabilir ve eksik parçası olan parayı geri getirdiğinizde bankacı o parayı kendisinin vermediğini düşünebilir.
Yanlışlıkla fazla para vermiş de olabilir ve siz gittikten sonra fazla para verdiğinin farkına varıp, sizin fazla parayı bilerek götürdüğünüzü de düşünebilir.
Yani, aldığınız parayı sayın. :)
Yanlışlıkla fazla para vermiş de olabilir ve siz gittikten sonra fazla para verdiğinin farkına varıp, sizin fazla parayı bilerek götürdüğünüzü de düşünebilir.
Yani, aldığınız parayı sayın. :)
29 Kasım 2012 Perşembe
Nasrettin Hoca'ya sormuşlar:
“Kimsin?”
“Hiç” demiş Hoca, “Hiç kimseyim.”
Dudak büküp önemsemediklerini görünce, sormuş Hoca:
“Sen kimsin?”
“Mutasarrıf” demiş adam kabara kabara.
“Sonra ne olacaksın?” diye sormuş Nasrettin Hoca.
“Herhalde vali olurum” diye cevaplamış adam.
“Daha sonra?” diye üstelemiş Hoca.
“Vezir” demiş adam.
“Kimsin?”
“Hiç” demiş Hoca, “Hiç kimseyim.”
Dudak büküp önemsemediklerini görünce, sormuş Hoca:
“Sen kimsin?”
“Mutasarrıf” demiş adam kabara kabara.
“Sonra ne olacaksın?” diye sormuş Nasrettin Hoca.
“Herhalde vali olurum” diye cevaplamış adam.
“Daha sonra?” diye üstelemiş Hoca.
“Vezir” demiş adam.
“Daha daha sonra ne olacaksın?”
“Bir ihtimal sadrazam olabilirim.”
“Peki, ondan sonra?”
Artık makam kalmadığı için adam boynunu büküp son makamını söylemiş:
“Hiç.”
“Daha niye kabarıyorsun be adam. Ben şimdiden senin yıllar sonra gelebileceğin makamdayım: "Hiçlik makamında!”
“Bir ihtimal sadrazam olabilirim.”
“Peki, ondan sonra?”
Artık makam kalmadığı için adam boynunu büküp son makamını söylemiş:
“Hiç.”
“Daha niye kabarıyorsun be adam. Ben şimdiden senin yıllar sonra gelebileceğin makamdayım: "Hiçlik makamında!”
26 Kasım 2012 Pazartesi
Bu gruba
giren altın üye oluyor dediler, yalandı, tuttu.
Facebook (ve
mns de) paralı olacak dediler, yalandı, tuttu.
Facebook bu
fotoğrafa sponsor olmuş, beğenirsen 3, paylaşırsan 5 (bir de benden 10 :) dolar
ihtiyaç sahibine veriyor dediler, yalandı ama hem beğenip hem paylaşarak 8
dolar gönderdiğine inananlar oldu, yani bu da tuttu.
Facebook'un
yeni kullanım koşullarına cevaben... bana ait olan her bi'şeyi paylaşırsanız,
buraya "yasak" yazıyorum ahanda artık yasak ve paylaşamazsınıııız.
Sadece görevliler değil, temizlikçisi olsun, güvenliçisi, çaycısı, aşçısı,
pazarlamacısı, teknisyeni... Hiiiiçbiriniz paylaşamazsınız dedim!
Bunu alıp
duvarına yapıştırabilirsin dedikten sonra da açıklamaya devam etmiş arkadaş,
kendisini o derece kaptırmış. :) Ah, hayır. Bu bir XZZ 0 435-5-653-56 - SDF4-5
Roma Yönetmeliği! dediler, yalandı, tuttu.
Ne kadar
yalan çıktıysa hepsine büyük bir kesim inandı.
Allah,
Facebook çalışanlarına sabır versin.
Ne yapalım,
okumayan, araştırmayan milletiz Facebook affet bizi. :)
Düşünüyorum
da bu yalanları çıkaran arkadaşlar… gülmek için sırf zevkine mi yaptılar, yoksa
iddiasına mı girdiler? :) Ama sanırım en iyisi “contorium” olmalı. Arkadaş
eğlenmek için yazdığını açıklamasına rağmen, ona da inanmayanlar var. :)
Allah aşkına
paylaştığınız şeyi bir dikkatlice okuyun…
Şimdi
sorarım size. Adamlar burada dini bile kullanmadan binlerce kişinin inanmasını
sağlıyorsa, biraz etkili konuşmasını bilip din ve duygu sömürüsü yapanlar,
peşinden milyonları nasıl sürüklemesin?
25 Kasım 2012 Pazar
23 Kasım 2012 Cuma
Bilinçsiz, düşüncesiz ve savurgan toplumumuz, barajımızdaki su azaldı dediğimiz halde suyu tasarruflu kullanmak yerine boşa harcamaya, duyarsız olmaya devam etti. Biz de boş reklam panolarına dahi bilinçlendirme reklamları koymak yerine boş kalmasını tercih ettik... demenin başka bir bakış açısıdır o barajdan bu baraja su taşıdık demek.
Etini yediğiniz hayvanın; GDO’lu ürünlerle beslendiğini, bunun ise hayvanın hızlı büyümesi yüzünden dizlerinin yükü kaldıramayıp sürekli oturmak zorunda kaldığını ve iskelet yapısının bozulduğunu, dizlerinde yaralar oluştuğunu, bazılarının ise kendi genişliğindeki kafeste ömrü boyu ayakta durmak zorunda kaldığını, hiç gün ışığı görmediğini, hayvanlar arasında hastalıkların yayılmaması için aşırı d
erecede (insanların kullanımından çok) antibiyotik verildiğini, organların hızlı büyümeye yetişemeyip kötü çalıştığını, hayvanın bunalıma girerek delirdiğini ve önündeki demirleri dahi kemirdiğini, hayvanlar canlıyken derilerinin çıkarıldığını, bazılarının ise stres yüzünden öldüğünü, ancak ölü hayvan etini de zarar etmemek için kullanıldığını, bu hayvanların ise insanların yarattığı kirlilikten en az 100 kat daha fazla kirlilik yarattığını, bunların ise göllere aktarıldığını, göllerin taşıp çevreye hastalık yaydığını, sualtı hayatının yok olma boyutuna geldiğini, araziye atılan atıkların ise içme sularına kadar karıştığını ve insanlarda oluşan mide problemlerinin ölüme kadar götürdüğünü, hastalıklara yakalananların kullandığı ilaçların da bir yandan iyileştirirken bir yandan zarar verdiğini, bu şekilde hızlı üretilen hayvanların yemlerinin ise biyolojik harp etkenleri tasarlayarak ölümcül türler üreten ülkelerden geldiğini bilseydiniz …
21 Kasım 2012 Çarşamba
20 Kasım 2012 Salı
19 Kasım 2012 Pazartesi
Ananasın Faydaları
Pürüzsüz bir cilt için, demir; güçlü saç-tırnak ve cilt için, kalsiyum; sağlıklı cilt ve göz için,vitamin A; hücrelerin çoğalmasını sağladığı için, vitamin B ve cilt deki kollagen oluşumu içinvitamin C içeriyor.
Protein sindiren ve zayıflamayı sağlayan enzim olan bromelain sayesinde sadece sindirime yardımcı olmakla kalmaz, vücutta meydana gelebilecek olan iltihapları ve şişkinlikleri de etkili bir biçimde azaltır. Özellikle sinüzit, bademcik iltihabı, gut hastalığı, mafsal iltihabı ya da yaralanma veya ameliyatlardan sonraki iyileşme dönemlerinde ananasın faydalı olduğu bilinmektedir.
Bromelain, vücudun su tutmasını azaltır, iltihapları giderir, Aşırı trombosit yapışkanlığını önlediği için doğal bir kan incelticidir. Ancak bromelainin kan inceltici ilaçlarla beraber kullanılması tavsiye edilmez. Bazı kişilerde alerjik reaksiyonlar oluşturabilir veya kalp hızını yükseltebilir.
Ananas, az bulunan bir mineral olan manganezin mükemmel bir kaynağıdır. Anti oksidan koruma sağlar ve bağışıklık sisteminin destekçisidir. Sağlıklı bir diyet meyvesidir.
Ananas kilo verdirir. Ananas insan vücudunun ihtiyaç duyduğu bütün vitaminleri ve 16 doğal mineral içerir. Ananasın kilo verdirmedeki sırrı ise zengin suyunda saklıdır. Ananas suyu vücuttaki yağı etkili bir şekilde eritebilir. Dolayısıyla her gün yemekte ananas ya da ananas suyu tüketilebilir. Ancak yemeden önce ananası tuzlu suda yarım saat bekletmek gerekir.
Mide ve bağırsakları temizler. Ananas etin sindirilmesinde yardımcı olabilir. Ananasta bulunan protein mayası, yemeklerdeki proteinleri etkili bir şekilde çözümleyerek mide ve bağırsakları hareketlendirir.
Cilt ve saçı güzelleştirir. Ananasın içerdiği zengin B vitamini cildi etkili bir şekilde nemlendirir ve saçı da parlatır. Bunun yanı sıra ananas stresin giderilmesi ve bağışıklık sisteminin güçlendirilmesine de yardımcı olur.
Tansiyon ve kandaki yağ oranını düşürür. Ananas kan dolaşımını hızlandırarak hem tansiyonu, hem de kandaki yağ oranını düşürmede etkili olabilir. Ananas, vücutta yağ birikimini de önler.
Nezleye karşı birebirdir. Ateş, öksürük ve boğaz ağrısı nezlenin en önemli belirtileridir. Bu durumda, yatakta dinlenmenin yanı sıra bir bardak taze ananas suyu da içilebilir. Çünkü ananas suyu ateşin düşürülmesi ve nefes borusu enfeksiyonunun önlenmesinde de etkilidir. Tıbbi araştırmalara göre, eskiden beri insanlar, boğaz ağrısı ve öksürüğü ananasın içerdiği protein mayasıyla gidermeye çalışmıştır.
Beyne giden kan yollarını temizler ve beynin kan dolaşımını arttırır.
Ananasın son yapılan araştırmalarda doğal yapısında bulunan bromelain enziminin CCS molekülünü içerdiği ve bunun da kansere karşı insan vücudunun bağışıklık sistemini harekete geçirdiği kanıtlandı. Bromelain, vücuttaki proteinleri ayrıştıran ve sindiren bir enzim olduğundan hazmı kolaylaştırır, mide asidini düzenler. Kemik ve eklemlerdeki kireçlenmeyi önler. Alerjilere karşı korunma sağlar. Ananasın içindeki enzimlerin yağ yakma özelliğinin olması kozmetik sektörünün de bu meyveye olan ilgisini giderek arttırıyor. İdrar söktürücü etkisi nedeniyle vücuttaki toksinlerin atımına yardımcı olduğundan selülit tedavisinde de kullanılıyor.
Ananasın içindeki enzimler, protein sindirimini hızlandırdığından oldukça doyurucudur.
Alıntıdır...
18 Kasım 2012 Pazar
Evrende Hız Bilinen Evren National Geographic Türkçe
http://www.youtube.com/watch?v=85_NlDQBTnQ
Einstein'ın Sırrı / Görelilik Görece Kolaylaştı
http://www.kitapyurdu.com/kitap/default.asp?id=82247
17 Kasım 2012 Cumartesi
Güven içinde yaşarsınız
Ilık evlerinizde,
Bulursunuz, akşam döndüğünüzde,
Sıcak aş ve dost yüzler:
Düşünün bu da bir insan mıdır
Çamurlarda çalışır
Barış nedir bilmez
Savaşır bir dilim ekmek için
Kal de kalır öl de ölür.
Düşünün bu da bir kadın mıdır,
Ne saçı var ne adı
Hiçbir şey anımsayacak gücü yok,
Gözleri bomboş ve kucağı buz kesmiş
Bir kış kurbağası gibi.
İyice kafa yorun bu konuda:
Size söylüyorum bu sözleri.
Çıkarmayın onları kalbinizden
Yuvanızda, sokakta,
Yatarken kalkarken;
Yineleyin onları çocuklarınıza,
Yoksa yıkılsın eviniz başınıza,
Hastalıklar sakat bıraksın,
Dilerim çocuklarınız bakmaz bir daha yüzünüze.
Primo Michele Levi
Primo Levi, 31 Temmuz 1919 yılında laik ve liberal bir ailenin çocuğu olarak Torino'da dünyaya geldi. Torino Üniversitesi'nde kimya eğitimi gördü. 1943'te anti-faşist bir partizan gruba katıldı. Henüz 24 yaşındayken (1944) Kuzey İtalya'da faşist rejime karşı direnişe geçmesi yüzünden arkadaşlarıyla birlikte tutuklandı ve bir milyondan fazla insanın katledildiği, Nazi Almanyası tarafından II. Dünya Savaşı döneminde kurulmuş en büyük zorunlu çalışma ve imha kampı olarak bilinen Auschwitz toplama kampı'na gönderildi. Hayatının önemli bir kısmını bu kampta zorluklar içerisinde geçirdi. Savaşın ardından, kamp ve kamptan dönüş sırasında tanıştığı insanlar ile birlikte evine dönmek için yola çıktı. Primo Levi, yaşadığı olaylar karşısında bir neden arayışına girdi. Torino'daki evine dönüşü sırasında tanıklık ettiği olayları sık sık anımsayıp insan hayatı üzerine düşünmeye başladı. Eğer tüm bunlar yaşandıysa bir yaratıcı olamaz diyen Levi, Tanrıya karşı olan inancını kaybetti. Toplama kampında yaşadıkları ve insanların olanlar karşısında duyarsız kaldığını görmesi onu yazmayı itti. 1947 yılında ilk kitabı olan Bunlar Da Mı İnsan'ı yazmaya başladı. 1961 yılında yazmaya başladığı La tregua (Ateşkes) adlı kitabı 1997 yılında sinemaya uyarlandı. Kaleme aldığı kitapları nesnellikle yazmaya çalışan Levi, aynı zamanda 1977’ye kadar kimyager olarak çalıştı, 11 Nisan 1987'de altmış sekiz yaşında evinin merdiven boşluğuna kendini bırakarak intihar etti.
Eserleri
Türkçe'ye çevrilmiş eserleri:
Bunlar da mı İnsan?
Ateşkes
Şimdi Değilse Ne Zaman?
Boğulanlar Kurtulanlar
Kaynak: http://tr.wikipedia.org/wiki/Primo_Levi
Ilık evlerinizde,
Bulursunuz, akşam döndüğünüzde,
Sıcak aş ve dost yüzler:
Düşünün bu da bir insan mıdır
Çamurlarda çalışır
Barış nedir bilmez
Savaşır bir dilim ekmek için
Kal de kalır öl de ölür.
Düşünün bu da bir kadın mıdır,
Ne saçı var ne adı
Hiçbir şey anımsayacak gücü yok,
Gözleri bomboş ve kucağı buz kesmiş
Bir kış kurbağası gibi.
İyice kafa yorun bu konuda:
Size söylüyorum bu sözleri.
Çıkarmayın onları kalbinizden
Yuvanızda, sokakta,
Yatarken kalkarken;
Yineleyin onları çocuklarınıza,
Yoksa yıkılsın eviniz başınıza,
Hastalıklar sakat bıraksın,
Dilerim çocuklarınız bakmaz bir daha yüzünüze.
Primo Michele Levi
Auschwitz-Birkenau toplama kampından kurtulan Yahudi asıllı italyan yazar ve kimyacı.
Doğumu
31 Temmuz, 1919 Torino
Ölümü
11 Nisan, 1987 Torino
Eserleri
Türkçe'ye çevrilmiş eserleri:
Bunlar da mı İnsan?
Ateşkes
Şimdi Değilse Ne Zaman?
Boğulanlar Kurtulanlar
Kaynak: http://tr.wikipedia.org/wiki/Primo_Levi
“Telepatik yeteneklerin gerekliliği özellikle yakında başlayacak uzay yolculuğu çağında ortaya çıkacaktır. Bu yetenekler insanlığın genel tekamülünü değiştirecektir.” (1930)
Prof. Dr. E. Tisioloski
Rus Füze Bilimadamı
http://www.gridergi.com/psikoloji/parapsikoloji.htm
http://www.spiritualizm.com/birbilgi/bbtelepati4.html
Prof. Dr. E. Tisioloski
Rus Füze Bilimadamı
http://www.gridergi.com/psikoloji/parapsikoloji.htm
http://www.spiritualizm.com/birbilgi/bbtelepati4.html
13 Kasım 2012 Salı
Atatürk gibi kalıcı değerler bırakmaya çalıştığını söyleyen Ağaoğlu, Atatürk’ün Yalova’daki köşkü, yanındaki ağacın büyümesi nedeniyle yürüttüğünü bilmemesi veya işine gelmediğinden dolayı lafı istediği gibi anlaması ile…
Başka dillere özenen, kendi dilini doğru düzgün yazmayanların da Atatürk’ün izinden gittiğini söylemesi, Atatürk’ün “Ülkesini, yüksek bağımsızlığını korumasını bilen Türk Milleti, dilini de yabancı diller boyunduruğundan kurtarmalıdır.” sözünü bilmeyenler veya işine gelmeyenlerle arasında pek de fark göremedim.
Biri kendini yaşam mimarı olarak tanımlıyor, ormanları yok edip betonlar dikerek hastalık mimarı oluyor...
Birileri de Atatürk’ün izindeyiz deyip, Türkçe’yi yozlaştırıyor, kendi dilinden utanıyor.
Ama, lafta herkes doğrucu.
10 Kasım 2012 Cumartesi
Atatürk
Türkiye'yi tek düşmanı kalmaksızın bırakmıştır. Bu zamanımızın hiçbir devlet
şefinin başaramadığıdır.
Alman
Volkischer Beobachter Gazetesi
Almanya,
Atatürk'ün eserine ve mücadelesine hayrandır. Onda, tarihi eseri, özgürlüğü
seven bütün milletler için bir sembol olarak kalacak kudretli bir kişilik
görmektedir.
Berlin,
Alman Ajansı
Istırap
çeken dünyada barış ve esenliği yeniden kurmak ve insanlığın yalnız maddi
değil, manevi gelişmesini sağlamak isteyenler Atatürk'ün iman verici ve yön
göstericiliğinden örnek ve kuvvet alsınlar.
Herbert
Melzig, Alman Tarihçi
Eski Osmanlı
imparatorluğu bir hayal gibi ortadan silinirken, milli bir Türk Devleti'nin
kuruluşu, bu çağın en şaşırtıcı başarılarından birisidir. Mustafa Kemal, yüce
bir eser ortaya koymuştur. Atatürk'ün parlak başarısı bütün sömürgeler için bir
örnek olmuştur.
Prof.
Maurice Beaumont, Fransa
O, olmasaydı
modern Türkiye olmazdı. O'nun sayesinde Türkler, O'nun olağanüstü eserini
izleyebilecekler ve zaten dünyaca pek yüksek olan onurlarını daha fazla
yükseltebileceklerdir.
Nya Dagligt
Gazetesi, İsveç
Atatürk,
dünyanın çok nadir yetiştirdiği dâhilerdendir. O, bütün bir tarihin seyrini
değiştirmiştir.
Ennehar
Gazetesi, Lübnan, 1938
Dünya, bu
savaş ve barış kahramanı büyük adamın ölümü ile yoksul düşmüştür.
Pester Lioyd
Gazetesi, Macaristan
Kemal
Atatürk'ün karakterinin bir cephesini göstermek itibariyle bir noktayı
hatırlatmak isterim. Bize savaşlarından birini anlatıyordu. Birdenbire durdu:
"Görüyorsunuz ya", dedi. "Birçok zaferler kazandım. Fakat
bunların en büyüğünden sonra bile her akşam, savaş alanlarında ölen bütün
askerleri düşünerek içimde derin bir keder duyuyorum." Cesaret ve
zekâsından başka yüreği bu kadar yüce olan böyle bir şef'in, yurdu için
mucizeler yaratmış olmasına şaşılabilir mi?
George
Bennes, Vu Gazetesi, Fransa, 1938
Atatürk,
tarihte, memleketinin en büyük adamlarından biri olarak kalacaktır.
Le Morgen
Bladet Gazetesi, Norveç
Kemal
Atatürk, yalnız bu yüzyılın en büyük adamlarından biri değildir. Biz
Pakistan'da, O'nu geçmiş bütün çağların en büyük adamlarından biri olarak
görüyoruz. Askeri bir deha, doğuştan bir lider ve büyük bir yurtsever...
Eyüp Han,
Pakistan Cumhurbaşkanı
O'nun
yaratıcı ruhunun ve ateşli yurtseverliğinin harekete geçmemiş olduğu hiçbir
alan yoktur...
Gazeta
Polska, Polonya
Atatürk,
tarihte teşkilatçı bir dahi, bir milletin harikalar yaratan yöneticisi ve
memleketinin kurtarıcısı olarak kalacaktır.
Independance
Romaine Gazetesi, Romanya, 12 Kasım 1938
Atatürk’ün
başardığı işler mucize ve harika kabilindedir. Birkaç yıl içinde memleketinde
yaptığı inkılâplar, birkaç yüzyılda gerçekleştirilmeyecek işlerdir.
El Tekaddum
Gazetesi, Suriye
Atatürk'ün
dehası, tarihte Türk Milleti'nin taşıdığı ruhun faziletine en yüksek
örneklerinden birini teşkil edecektir.
Branko
Aczemovic, Büyükelçi, Yugoslavya
Türkiye,
dost ve düşmanlarının hayran olduğu bir deha adama malik bulunmak
bahtiyarlığına erişmiştir.
Katimerini
Gazetesi, Yunanistan
Devrin
yüksek şahsiyetleri kitaplarda, konferanslarda Türkiye'nin asla değişmeyeceğini
ve değişmeden öleceğini ilan etmişlerdi. Hâlbuki ölmeden değişti. Hem de
kökünden ve baştan aşağı değişti. İnançlar, gelenekler, yöntemler yıkıldı. Son
döküntülerini de yabancı zırhlıları ve kapitülasyonlar gibi memleketten sürüp
attılar. Türkiye, ruhunu değiştirmişti. Tamamen ve tasavvur edilmesi mümkün
olduğu kadar...
Raymond
Cartier, Le Nouvelliste Gazetesi, Fransa
İngiltere
önce, cesur ve asil bir düşman, sonra da sadık bir dost olarak tanıdığı büyük
adamı selamlamaktadır.
Sunday Times
Gazetesi, İngiltere
O büyük
insan yalnız Türkiye için değil, bütün doğu milletleri için de en büyük
önderdi.
Emanullah
HAN, Afgan Kralı
Bu Türk
Milleti yastadır. Çünkü yeni Türkiye'nin yaratıcısı olan eşsiz şefini
kaybetmiştir.
Stipsi
Gazetesi, Arnavutluk
Büyük
düşüncelerin adamı. Bir devlet mimarıydı.
Neue Freie
Presse, Viyana, Avusturya
Milletine bu
kadar az zamanda bu ölçüde hizmet edebilen tek devlet adamı Atatürk'tür.
Libre
Belgique, Belçika
Hiçbir
memleket, yeni Türkiye'nin Ata'sı tarafından başarılan kadar güçlü, hızlı ve
kökten bir yenilik hamlesine erişmemiştir.
Dness
Gazetesi, Bulgaristan
Mustafa
Kemal yeni Türkiye'nin kalbidir. Eski, yıpranmış bir toplumdan yepyeni, güçlü
bir millet yaratmış, essiz kişiliğiyle kendini herkese saydırmış, enerjisiyle
herkesi kendine inandırmıştır.
Ma
Shao-Cheng, Çinli Yazar
Atatürk,
şahsiyet ve yeteneğin dev gibi bir simgesi idi, O, yirminci yüzyılın en
görkemli olayını yaratan adamdı.
National
Tidence Gazetesi, Danimarka
Atatürk,
olağanüstü nitelikte bir devlet adamı, savaş sonrası dünya tarihinin en önemli
simalarından biri idi.
Hufvud
Stadbladet Gazetesi, Finlandiya
Dünyanın
yetiştirdiği en büyük insanlardan biri.
Star of
India, Hindistan
Atatürk,
yalnız Türk Milleti'nin değil, özgürlüğü uğruna savaşan bütün milletlerin önderiydi.
O'nun direktifleri altında siz bağımsızlığınıza kavuştunuz. Biz de o yoldan
yürüyerek özgürlüğümüze kavuştuk.
Bayan
Sucheta KRIPALANI, Hint Parlamento Heyeti Başkanı
Atatürk
yalnız kahraman milletinin büyük bir şefi olmakla kalmamıştır. O, aynı zamanda
insanlığın da en büyük evladı olmuştur.
İran
Gazetesi
Mustafa
Kemal Atatürk, kuşkusuz 20. yüzyılda dünya savaşından önce yetişen en büyük
devlet adamlarından biri, hiçbir millete nasip olmayan cesur ve büyük bir
inkılâpçı olmuştur.
Ben Gurion,
İsrail Başbakanı, 1963
Asker-devlet
adamı, çağımızın en büyük liderlerinden biri idi. Kendisi, Türkiye'nin,
dünyanın en ileri memleketleri arasında hak ettiği yeri almasını sağlamıştır.
Keza O, Türklere, bir milletin büyüklüğünün temel taşını teşkil eden, kendine
güvenme ve dayanma duygusunu vermiştir.
General Mc
Arthur
Atatürk bu
yüzyılın büyük insanlarından birinin tarihi başarılarını, Türk halkına ilham
veren liderliğini, modern dünyanın ileri görüşlü anlayışını ve bir askeri lider
olarak kudret ve yüksek cesaretini hatırlatmaktadır. Çöküntü halinde bulunan
bir imparatorluktan özgür Türkiye'nin doğması, yeni Türkiye'nin özgürlük ve
bağımsızlığını şerefli bir şekilde ilan etmesi ve o zamandan beri koruması,
Atatürk' ün Türk halkının işidir. Şüphesiz ki, Türkiye'de giriştiği derin ve
geniş inkılâplar kadar bir kitlenin kendisine olan güvenini daha başarı ile
gösteren bir örnek yoktur.
John F.
Kennedy
Atatürk’ün
dış ilişkiler konusu üzerindeki görüşlerini inceleyen bir kimse fikirlerinin
değerini ve ifade ettikleri zamanı aşan anlamları karşısında daima hayrete
düşer
Awra M.
Warren, ABD büyükelçilerinden
Dağ
başındaki haydutlar diye isimlendirdiğiniz kahraman Mustafa Kemal ve O’nun tüm
askerleri burada olsalardı teker teker hepsinin heykellerini dikerdik.
Böylesine kahraman bir antlaşma imzalamaktan gurur duyuyorum.
Aristide
Briand, Fransa Başbakanı, 1921 meclis nutkundan
Ben şimdiye
kadar on beş hükümdar ve cumhurbaşkanı ile özel ve resmi konuşmalar yaptım . Bu
geceki kadar ezildiğimi hatırlamıyorum. Mustafa Kemal’de büyük bir ruh
kuvvetinin esrarı var
Sir Charles
Townssend, İngiliz Generali 1922
Kemal
Atatürk için daimi bir anıt tesisi münasebetiyle Türkiye’ye tebriklerimi arz ile
gurur duyuyorum. Onun gösterdiği yolda yürüyen büyük ulusunuz çok önemli
başarılar elde etmiştir. Türk birliğinin ve ilerleyişinin mimarı Atatürk’ün
hatırasını anmak için yapılan tören, dünyanın her tarafından hür insanlara
ilham kaynağı olmuş çok yerinde bir saygıdır.
Dwight D.
Eisenhower, ABD. Başkanı, 1953
Yakın ve
Ortadoğu’da ilk cumhuriyet, doğuşunu ona borçludur. Bu cumhuriyet birçok ulusun
milli özgürlük savaşlarına ışık tutmuştur. Atatürk’ün yönetimindeki Türkiye’nin
uluslar arası otoritesi yükselmiş ve ülkesi dünya siyasetinde önemli bir rol
oynamaya başlamıştır.
Nikita S.
Kruşçev, Sovyetler Birliği Başkanı, 1963
Yüzyıllar
nadir olarak dâhi yetiştirir. Şu talihsizliğimize bakın ki 20. yüzyılın dahisi
Türklere nasip oldu ve kader onu bizim karşımıza çıkardı.
David Lloyd
George - İngiltere Başbakanı
Bütün dünya
10 Kasım’da biz Almanların da dostluk ve saygı ile bağlı olduğumuz bir insanın
hayatını ve eserlerini takdirle anmaktadır. Atatürk, daima Türkiye ile Avrupa
arasında sıkı bağlar kurmaya çalışmıştır.
Ludwing
Erhard, Batı Almanya Başkanı, 1963
Benim
üzüntüm, bu adamla tanışmak hususundaki şiddetli arzumun gerçekleşmesine artık
imkân kalmamış olmasıdır. Sovyet Rusya Hariciye Nazırı Litvinof ile görüşürken
kendisine onun fikrince bütün Avrupa’nın en kıymetli ve en ziyade dikkate değer
devlet adamının kim olduğunu sordum. Bana Avrupa’nın en kıymetli devlet adamının
Türkiye Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal olduğunu söyledi.
Franklin
Roosevelt
Mustafa
Kemal; bir millet, bütün vasıtalarından mahrum edilse dahi, kendini kurtaracak
vasıtaları yaratabileceğini ispat eden adamdır.
Adolf
Hitler, Almanya Devlet Başkanı
7 Kasım 2012 Çarşamba
6 Kasım 2012 Salı
Demek
istediğim şey, yeni sigara içmiş birinin toplu taşıma aracına binmesi, ağzından
çıkan ağır koku ile mide bulandırıcı oluyor. Daha kötüsü ise, yeni sigara içmiş
biri ile yan yana oturmak… O zaman yol boyunca miden bulanıyor ve unutulmaz yolculuklardan
biri başlamış oluyor.
Lütfen mide
bulandırıcı olmayalım. Biraz anlayış lütfen. Zamanında kapalı mekânlarda sigara
içme saygısızlığı yapılıyordu. O berbat duman altında kalıyor ve üstümüz leş
gibi sigara kokuyordu. Baktılar ki insanların düşünceli ve anlayışlı olacağı
yok, YASAK getirdiler. İlla bir şeylere yasak gelmesini beklemeden anlayışlı ve
düşünceli, empati yapabilen bir toplum olabilir miyiz lütfen?! Teşekkürler…
2 Kasım 2012 Cuma
1 Kasım 2012 Perşembe
Classical/guitar, Jim Greeninger, Recuerdos de la Alhambra
http://www.youtube.com/watch?v=AIzKsNIRrV4
http://www.youtube.com/watch?v=AIzKsNIRrV4
29 Ekim 2012 Pazartesi
EY TÜRK GENÇLİĞİ!
Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.
Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır. Bir gün, İstiklâl ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerâit, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhid edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.
Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır!
Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur !
Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK
28 Ekim 2012 Pazar
Ağrı Dağı'nda Bulunan UFO Almanya'ya Götürüldü
Alman ajanların hedefi Ağrı dağında olduğuna inanılan Nuh’un gemisini araştırmaktı. Bu ajan timi İran ve Türkiye arasındaki dağlarda araştırma yaparken, Dicle Nehri kenarındaki bir köyün yaşlılarından ilginç bir hikaye duydu. Bu hikayeye göre, 200 nesil evvel yaklaşık 1000 yıldan fazla bir süre önce esrarengiz parlak bir “EV” gökten çok gürültü çıkararak, yere düşmüştü. Bir zaman sonra köyden köye yolculuk yapan bir şahıs bu esrarengiz cisim ile karşılaşmıştı. Şahsın ifadesine göre, cisim ıslık gibi bir ses çıkarmakta ve dokunulmayacak kadar sıcaktı. Ayrıca pis bir koku da yaymakta idi.
(Birçok UFO olaylarında tanıklar aynı şekilde ıslık şeklinde ses ve ağır bir koku duyduklarını söylemişlerdir.)
Araştırmaya yürüten tim bunu derhal Almanya’ya bildirdi. Bir ay sonra bölgeye iki araştırma timi daha gönderildi. Bölgeye gelen bir grup bilim adamı, Hitler’in savaş makinesinin “Özel Silahlar” bölümünün öncüleri idiler. Bu grup “evi” aramaya koyuldu ve onu sağlam bir vaziyette buldular. Bu, “Dünya Dışı” bir geminin ilk ele geçirilişi oldu.
UFO 25 metre çapında ve 8 metre yüksekliğinde idi. Gemi giriş olmayan metalik bir görünümde idi. Gemi dış güçlere karşı duyarlı idi ve toprağın birkaç metre üstünde havada yüzer gibi duruyordu. Ayrıca en ufak bir dokunuşta hareket edebiliyordu.
1938 Aralık ayında UFO Almanya’nın en önde gelen bilim adamlarının toplandığı, Münih’in kuzeyinde bir yere getirildi. Etraftaki dağların çevrelediği bir tuz madeni, diski araştırma ve gerekirse üretmek için gerekli tesisler haline dönüştürüldü. Yapılan incelemeler sonucunda geminin, dünyadaki herhangi bir devletin çok gizli silahı olamayacağı hükmüne varıldı. Nazil bilim adamları kısa zamanda geminin çalışma sistemlerini anlamakta başarılı oldular.
1941 Temmuz’unda Almanya bilim adamlarından biri ABD’ye kaçıp, bildiklerin anlatmasaydı, kimse Hitler’in neye sahip olduğunu ve onunla ne yapmayı tasarladığını bilemeyecekti. 2’nci Dünya Savaşının sonunda Amerika Askeri İstihbaratı “Oz” kod adı altında Nazi Tesislerini ve yukarıda adı geçen diski ele geçirdi. Disk derhal Amerika’ya yollandı. Fakat diğer yandan Sovyetler de altı ay sonra esir aldıkları Nazi bilim adamları vasıtasıyla; Almanların ele geçirdiği dünya dışı diskten haberdar oldular.
Amerika böylece bedavadan bir UFO sahibi olurken, bugün onu geliştirmesi mantıken akla yatkın geliyor. Ama Uçan Daire tipindeki uçakları müttefikler Almanya üzerinde uçarken sık sık görüyorlardı. Karşılarına Küre biçiminde çıkan bu uçaklar savaşın son zamanlarında görülmeye başlanmıştı.
Amerikan 8 Hava Filosu İstihbarat bölümünde görevli bir subay New York basınına şöyle bir açıklama yapmıştı: “Uçan Dairelerin Almanların kullandığı psikolojik bir uçaksavar silah olması mümkündür. Batı Almanya üzerindeki gece uçuşları esnasında uçaklarımızı izleyen parlak küreleri ve diskleri görme fırsatım oldu.”
Amerikalılar 2’nci Dünya Savaşının son günlerinde Alsas-Loren’deki Hagenau ve Ren bölgesindeki Neustadt semalarında sık sık uçan daireler gördüklerini rapor ediyorlardı. Savaş bitiminde Amerikan Ordusunun ilk hedefi Almanların gizli üsleri ve buralarda çalışan bilim adamlarıydı. Sonuçta bugünkü başarılarını ise Almanya üstünde kurdukları hava bombardımanı üstünlüğü sayesinde savaşı kazanmalarına borçluydu. Bir Generalin ifadesine göre ABD 12’ye beş kala savaşı kazanmıştı.
Vril
Vril ya da diğer adıyla Vril Serisi Nazi Almanyası'nın ürettiği ilk uçan daire modelidir.
Tarihçe
Alman Nazileri 2. Dünya Savaşının başında özellikle Hitler'in teşvikiyle dünyada; 2.Dünya Savaşında önemli fayda sağlayacak önemli olay, buluş ve icatları araştırmak üzere bir ekip topladılar. Bu ekip Ağrı Dağı yakınlarındaki bir efsaneyi araştırmak için Türkiye'ye geldi. Çevre sakinlerinin anlattığına göre etrafta uçan daire şeklinde dolaşan bir cisim Ağrı Dağına düşmüştü. Hemen kazı çalışmalarına başlayan ekip kısa zamanda bahsedilen uçan daireye ulaştı. Rivayete göre uçan daire havada dönüyor ve herhangi bir fiziki müdahaleye karşı çabucak tepki veriyordu. Almanya'ya götürülen uçan dairenin, yapılan incelemeler altında, bir Nazi versiyonu üretildi. İsmi Vril olan bu insan yapımı uçan daire yüksek hızlara ulaşabiliyor ve az yakıt harcıyordu. Ancak manevra kabiliyeti yüksek olmadığı için savaş esnasında pek bi yararı olmuyordu. Daha sonra projeyi üstlenen ve çalışmaya isimlerini veren Vril adlı örgüt çalışmayı üstlendi. Böylece Vril uçan daireleri geliştirilmeye başlandı. '. Dünya Savaşının Almanlar tarafından kaybedilmesinin ardından Vril ve daha sonra üretilen Haunebu isimli uçan dairelerin konfigürasyonu şeklinde üretilen bir uzay gemisi üretildi ve bu konfigürasyona Vril -7 (2) ‘‘Vril-Odin’’ ismi verildi. Daha öncesinde Vril örgütü telepatik ilişkilerle 68 ışık yılı uzaklıktakta bulunan ve Aldebaran denilen takım yıldızındaki canlılarla iletişim kurduklarını söylediler. İttifak yaptıklarını ve onların üstün savaş gücünü dünyaya getirip 2. Dünya Savaşında kullanabileceklerini hükümete anlattılar ve Aldebaran'a gitmek için izin istediler. Hitler ve hükümeti ise zaten yenildikleri için Vril örgütüne izin verdiler. Çeşitli rivayetlere göre Vril -7 (2) ‘‘Vril-Odin’’ uzay gemisi 25 yıl süren yolculuğunu tamamladı Aldebaran'a ulaştı. Geride kalan Naziler ise,büyük çoğunluğu gençler ve mühendislerden oluşan kısım, Mars'a gittiler ve burada bir üs kurdular. Amerikanın Mars'da kaybolan robotlarının bu üs tarafından imha edildiği söylentiler arasında. İşte Mars'daki bu üste Naziler gelecek olan Aldebaranlıları bekliyorlar. Yada orada kendilerine yeni bir hayat kurdular.
Vril -7 (2) ‘‘Vril-Odin’’ Gezegenlerarası Uzay Gemisi
Teknik Özellikleri
Çapı: 45 m.
Yüksekliği: 22,50 m.
İtiş şekli: İhtimal - A=Vril-7 (1) de olduğu gibi İhtimal – B= Y-7/0-Vril-7(1)+Thule Takyonator-7c-Hanebu-II (Her ikisinin geliştirilmiş rekombinasyonu.) Hız: Mx. Işık hızında=Tak.300000 km/sn. (Normal kozmik anti gravitasyon uzay uçuşunda)
3x Işık hızı=Tak.900000 km/sn= uzayüstü boyut kanalı uçuşunda kullanılıyor
Mürettebat: 28 kişi (14 Erkek +14 Kadın)
27 Ekim 2012 Cumartesi
Audio Spotlight halka ilan edildiğinde acaba gizli servisler bu teknolojiyi ne kadar geliştirmişlerdi?
http://www.youtube.com/watch?v=5imaJwfJMZ8&feature=related
http://www.youtube.com/watch?v=5imaJwfJMZ8&feature=related
25 Ekim 2012 Perşembe
"Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır."
Recep Tayyip Erdoğan
Türkiye'de tutuklu 76 gazetecinin 61’i gazetecilikten hapiste.
Basın hakları en fazla ihlal edilen ülke.
Recep Tayyip Erdoğan
Türkiye'de tutuklu 76 gazetecinin 61’i gazetecilikten hapiste.
Basın hakları en fazla ihlal edilen ülke.
19 Ekim 2012 Cuma
18 Ekim 2012 Perşembe
15 Ekim 2012 Pazartesi
14 Ekim 2012 Pazar
13 Ekim 2012 Cumartesi
12 Ekim 2012 Cuma
11 Ekim 2012 Perşembe
Bir akşam Ankara'da yürüyorum...
Bir ağacın yanından geçerken, ağacın üzerindeki kâğıt dikkatimi çekti.
Üzerinde şöyle yazıyordu:
Sayın Arkadaşlar
Bir ağacın yanından geçerken, ağacın üzerindeki kâğıt dikkatimi çekti.
Üzerinde şöyle yazıyordu:
Sayın Arkadaşlar
# Çocuklarınız sizin için nasıl
değerli ise bu çiçekler de
benim için değerlidir #
Lütfen
Buraya ÇÖP
Atmayınız
yazan => AĞAÇ
* Bu yazıyı yırtmayın ne olursunuz *
Ağacın dibine baktım, biri bir sürü güzel küçük çiçekler ekmiş.
Ve çiçeklerin üzerine bir sürü çöp atılmış.
Artık siz düşünün ne kadar düşünceli, anlayışlı, temiz, çağdaş insanlarla yaşadığımızı...
Bir insana kaç hayvan düşüyor acaba?
değerli ise bu çiçekler de
benim için değerlidir #
Lütfen
Buraya ÇÖP
Atmayınız
yazan => AĞAÇ
* Bu yazıyı yırtmayın ne olursunuz *
Ağacın dibine baktım, biri bir sürü güzel küçük çiçekler ekmiş.
Ve çiçeklerin üzerine bir sürü çöp atılmış.
Artık siz düşünün ne kadar düşünceli, anlayışlı, temiz, çağdaş insanlarla yaşadığımızı...
Bir insana kaç hayvan düşüyor acaba?
10 Ekim 2012 Çarşamba
7 Ekim 2012 Pazar
6 Ekim 2012 Cumartesi
Uluslararası Darıca Yarı Maratonu
7 Ekim 2012
Saat: 9:30
Başlangıç Çizgisi: Darıca Belediyesi önü.
Mesafe: 21 km.
http://www.daricayarimaraton.com/
7 Ekim 2012
Saat: 9:30
Başlangıç Çizgisi: Darıca Belediyesi önü.
Mesafe: 21 km.
http://www.daricayarimaraton.com/
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)