31 Aralık 2012 Pazartesi


Eskiden insanlar zamanı ölçmüş.
Biz de ölçünün sonundaki sayı değişiyor diye onu kutluyoruz.
Acaba zamanı ölçenler, bu insanları görselerdi...
Ne düşünürlerdi?

Belki uzun süre şaşkın şaşkın bakarlardı.
Ve belki sonrada birbirlerine şöyle sorarlardı: "Niye ki?"

30 Aralık 2012 Pazar

Herkes en azından bir sanat dalı ile ilgilenmeli.
Sabah haberleri değil, ölüm haberleri veya moral bozucu haberler denmeli.
Her sabah, her sabah, çok güzel başlıyoruz güne.
Medya işini çok iyi biliyor ne de olsa.
"YAZILARINDA "GÖT" KELIMESINI AÇIK AÇIK KULLANDIGI IÇIN MAHKEMEYE VERILEN CAN YÜCEL, MAHKEMEDEKI SÖZLÜ SAVUNMASINI 'NE DIYEYIM HAKIMBEY. BIZIM KÖYDE GÖTE GÖT DERLER' DIYE BITIRIR, ANCAK ÖNCESINDE BIR DE FIKRA ANLATIR MAHKEMEDE.

BIR KÖYDE ATESLI BIR HASTA VARDIR, KASABAYA DOKTORA GETIRIR HASTAYI KÖYLÜLER. KOCA DEVLETIN KOCA DOKTORUNA. DOKTOR HASTAYA FITIL VERIR VE KÖYE DÖNDÜKLERI GIBI HASTAYA FITILI ANÜSTEN VERMELERINI SÖYLER KÖYLÜLERE.

KÖYLÜLER TABI 'TAMAM DOHTOR BEY' DIYIP KÖYE GIDERLER KÖYDEKI HERKESE SORARLAR, EN BILGELERE BILE, AMA KIMSE ANÜS NE DEMEKTIR BILEMEZ. BU NEDENLE BIR TÜRLÜ ILACI DA VEREMEZLER HASTAYA. HASTANIN DURUMU DA GITGIDE KÖTÜLESMEKTEDIR. BUNUN ÜZERINE KÖYLÜ, DOKTORA, KOCA DEVLETIN KOCA DOKTORUNA TELEFON ETMEYE KARAR VERIR AMA KIMSE BUNA YANASMAZ. NE CÜRET DI MI DOKTORU ARAYACAK BI KÖYLÜ.

NEYSE DURUMUN VAHAMETI ÜZERINE MUHTAR ARAMAYI KABUL EDER. BÜTÜN KÖYLÜ TOPLANIR SANTRALE, MUHTAR ARAR, "BIZ NE YAPACAAMIZI BILEMEDIK DOHTOR BEY" FALAN DER ISTE.KARSIDAN DOKTOR BISILER SÖYLER. MUHTAR DÖNER ARKASINA:

"MAKATTAN VERIN DEDI DOHTOR" DER. YINE TÜM KÖYE SORARLAR, KOMSU KÖYLERE BIRILERINI YOLLAYIP SORDURURLAR FELAN, AMA MAKAT NE BILEN YOKTUR YINE. HASTA ISE GITTI GIDECEK,ATESLER IÇINDE KIVRANIYO BAYA.

IHTIYAR MECLISI TOPLANIR. SON ÇARE, DOKTORUN BIR KEZ DAHA ARANMASINA KARAR VERILIR. YINE KIMSE ARAMAK ISTEMEZ DOKTORU. NIHAYETINDE YINE BIRI KANDIRILIR. TELEFONUN BASINA GEÇER, AMA BI YANDAN SÖYLENMEKTEDIR "ÇOK KIZACAK DOHTOR ÇOK!!!" DIYE.

SONUNDA TELEFONU AÇAR, DURUMU ANLATIR, DOKTOR BISILER SÖYLER YINE. TELEFONDAKI KÖYLÜ, YÜZÜ ALLAK BULLAK, ARKASINI DÖNER:

"ÇOK KIZACAK DEMISTIM; GÖTÜNE SOKUN DEDI"
(C. YÜCEL BU DAVADAN BERAAT ETMISTIR.)"
Bir simidi bir hamburgere değişmem.
Aslında bazen doktora gitmemek gerek. Hiç hasta olmasan bile mutlaka sende bir şey bulup "hemen ameliyat olmalısınız" diyebiliyor.
Üstünün sigara kokmasından daha kötü bir şey varsa, o da üstünün daha fazla sigara kokmasıdır.

27 Aralık 2012 Perşembe

Gönüllü hayvansever olduğunuzdan habersiz olmak istiyorsanız klozet kapağını açık unutun ki fareler biraz ev ortamı görsün.

26 Aralık 2012 Çarşamba

Ara sokağa araba park edilmiş, yolu kapatmış. Bir araba geliyor, kornaya basıyor... gelen giden yok. Biraz daha kornaya basıyor, bekliyor... halâ arabanın sahibi etrafta yok. Adam arabadan iniyor, çevredekilere soruyor arabanın sahibini, bilen yok. Bekliyor, bekliyor, bakıyor etrafa... halâ sahibi ortada yok. Çıkarıyor anahtarı cebinden, arabanın ön tarafına hafif bir vuruş yapıyor anahtarla. Sonra aşağı doğru sertçe çekerek bir çizik atıyor. İmzasını tamamlamasını bekliyordum ki, bir çiziğin yeterli olacağını düşünerek anahtarını cebine koyuyor, arabasına binip geçemediği yoldan geri gidiyor.
Not: yakında 4 tane otopark var.
Hangi insan yiyeceğini dişleriyle parçalayıp ezerek ufak lokmalar haline getirene kadar çiğneyip yuttuğu halde kibar olduğunu söyleyebilir ki?

25 Aralık 2012 Salı

Zaten herkes kaza yapmam diye emniyet kemeri takmıyor. Demin gördüğüm çocuk da öyle. Otobüs ile kafa kafaya çarpışmış. Ön camı hafif dışarı çıkmış, yüzünün bir yanı kanlı. Emniyet kemerini taksaydı kafayı cama vurmayacaktı. Ama olur mu, o kaza yapmayacağını bildiği için emniyet kemerini takmadı. Şimdi yüzünün bir yanı zedelenmiş. Daha kötüsü de olabilirdi. Camlar gözüne girebilir, gözlerini kaybedebilirdi. Gözlerini kaybetmek ister misin?

20 Aralık 2012 Perşembe

Oyun daveti gönderiyorsunuz, kabul etmiyorum...
Sonra ... bir daha gönderiyorsunuz.
Sonra ... bir daha kabul etmiyorum.
Ve yine oyun daveti gönderiyorsunuz. Ve ben yine kabul etmiyorum.
Bazen üst üste gönderiyorsunuz, o zaman da üst üste kabul etmiyorum.
Sonra tekrar gönderiyorsunuz!
Ben de tekrar kabul etmiyorum!
Ama göndermekte ısrar ediyorsunuz.
Ben de reddetmekte ısrar ediyorum.
Fakat durmak yok, devam. Davetiye gönder de gönder. Olur da bir gün kabul eder.
Ben yine hepsinde kabul etmiyorum da etmiyorum.
Ben reddetmekten bıkıyorum, siz davetiye göndermekten bıkmıyorsunuz.
Bu nasıl bir psikolojidir? Bu nasıl bir takıntıdır? :)
Sevgili ve saygıdeğer arkadaşlarım, ben facebook'ta hiçbir oyunu oynamıyorum.
Oynayacağımı da düşünmüyorum.
Niye böyle yapıyorsunuz ki? :)

16 Aralık 2012 Pazar


Çam ağacı katliamı yakında başlayacak...
İnsanlar onların üzerini süsleyip kendilerine güzel gösterecekler.
İşi bittiklerinde kaldırıp atacaklar.
Bunların içinde doğayı sevenler de oluyor mu?
Kesmeyin ağaçları, yazık.

15 Aralık 2012 Cumartesi

‎"Hiç gerçek olduğundan emin olduğun bir rüya gördün mü? Ya bu rüyadan hiç uyanamasaydın o zaman gerçek dünya ile rüya arasındaki farkı nasıl ayırt ederdin?"
Morpheus

13 Aralık 2012 Perşembe

Dün, sayı takıntısı olanları hepimiz gördük.
Balderesi tekrar reklam yapmaya başlamış ama bu sefer Balderesi ismi yok. Onun yerine insanlıktan, dürüstlükten, sevgiden, dinden, kardeşlikten ve benzerlerinden söz ediliyor. Elbetteki reklamın sonunu getiremeden kapattım.
Ve bu firma hiç mi görmüyor çocukların dahi onların reklamlarıyla dalga geçtiğini?

7 Aralık 2012 Cuma

Kişinin sürekli yeyip içtiği şeyleri internette paylaşmasını çok kaba buluyorum.
Bir çok arkadaşımın da bunu dile getirmek istediğine eminim.

6 Aralık 2012 Perşembe


Ne diyeyim ki sana,
Varlığın sırları saklı senden, benden,
Bir düğüm ki ne sen çözebilirsin, ne ben,
Bizimki perde arkasında dedikodu,
Bir indi mi perde, ne sen kalırsın ne ben.

(Kaşan'da konakladığı kervansarayda oda arkadaşı Hasan Sabbah ile tanıştıklarında kader, ibadet, ahiret vb. konular üzerine konuşurlarken verdiği cevap )

Ömer Hayyam

5 Aralık 2012 Çarşamba

Aralık celbi!!!
Raat! Hazır ol!
Aralık'ta askere geldiyseniz, üşümeye de hazırlıklı gelmişsiniz demektir!
Komutanım ben üşüdüm yok! Ben mi dedim sana Aralık'ta gel diye?
Üşüyeceksin tabi! Kış mevsimindeyiz!

Askere gidecek olanlara askerliği anlatmak çok zevkli oluyor. :)

2 Aralık 2012 Pazar

Bankadan çok para çektiğinizde o parayı bankacının gözü önünde sayın çünkü çok para arasında makine, eksik parçası olan parayı fark etmemiş olabilir ve eksik parçası olan parayı geri getirdiğinizde bankacı o parayı kendisinin vermediğini düşünebilir.
Yanlışlıkla fazla para vermiş de olabilir ve siz gittikten sonra fazla para verdiğinin farkına varıp, sizin fazla parayı bilerek götürdüğünüzü de düşünebilir.
Yani, aldığınız parayı sayın. :)