27 Nisan 2014 Pazar
Şunu da belirtmek isterim ki, daha facebook yokken, sizin paylaştığınız bazı kayıp çocuk veya hasta-yardım paylaşımlarını, yıllar yıllar önce e-postalardan paylaşılırken görüyordum.
Bir diğer mesele ise, paylaştıklarınızın altında "çocuk bulundu artık paylaşmayın" yorumlarının çoğu kişi tarafından görünmemesi ve birkaç kişi ve sayfanın da, "zaten bulunmuş olan" kayıp haberini kendi profiline de kopyalayarak, kendi profil kaynağından paylaşılması istenerek kendi profilinin veya sayfasının reklamını yapması...
Uyarayım dedim, biraz daha dikkat lütfen!
Bir şey daha, facebook buna sponsor oldu her beğeniye 3 tl, her paylaşıma 5 tl veriyor vb. yazılarına artık inanmayın.
Bir diğer mesele ise, paylaştıklarınızın altında "çocuk bulundu artık paylaşmayın" yorumlarının çoğu kişi tarafından görünmemesi ve birkaç kişi ve sayfanın da, "zaten bulunmuş olan" kayıp haberini kendi profiline de kopyalayarak, kendi profil kaynağından paylaşılması istenerek kendi profilinin veya sayfasının reklamını yapması...
Uyarayım dedim, biraz daha dikkat lütfen!
Bir şey daha, facebook buna sponsor oldu her beğeniye 3 tl, her paylaşıma 5 tl veriyor vb. yazılarına artık inanmayın.
26 Nisan 2014 Cumartesi
Doğu Akdeniz Üniversitesi Tanıtım Filmi (2014)
Eastern Mediterranean University Promotional Video (2014)
https://www.facebook.com/photo.php?v=720193231365391
Eastern Mediterranean University Promotional Video (2014)
https://www.facebook.com/photo.php?v=720193231365391
9 yıl önce güzelim salatanın üstüne ketçap mayonez koyarak yiyen iki kişi halâ aklımda. Bugün ise birinin, patlıcan-patates-köfte (sıcak sulu yemek) üstüne bolca ketçap mayonez koyuşunu, gözlerimi biraz daha açarak izledim, ilk defa görüyormuş gibi-ki ilk defa görüyordum. Bu tuhaf görüntü de birkaç yıl gider herhalde...
"Beni oradan oraya
gönderiyorlar. Bir bulamadım şu kütüphaneyi." Ardından ekliyor: "28
yıldır burada memurum..." diyor gülerek ve bastırarak tekrarlıyor:
"28 yıl."
28 yıldır yaşadığı çevrede kütüphaneye denk gelmemek veya kütüphane var mı diye hiç merak etmemek ne kadar garipse, 400 bin kadar nüfuslu bir yerin kütüphanesinin küçücük olması ve arka sokakta bir kenara yapılmış olması da o kadar garip.
28 yıldır yaşadığı çevrede kütüphaneye denk gelmemek veya kütüphane var mı diye hiç merak etmemek ne kadar garipse, 400 bin kadar nüfuslu bir yerin kütüphanesinin küçücük olması ve arka sokakta bir kenara yapılmış olması da o kadar garip.
Karşındakini suçladıkça,
suçlanırsın.
Karşındakini kınadıkça, kınanırsın.
Karşındakini küçük gördükçe, küçük görülürsün.
Karşındakinden nefret ettikçe, nefret edilirsin.
Ama karşısındakini anlamaya çalıştıkça, karşındaki de seni anlamaya çalışır.
Kısacası, ne ekersen onu biçersin.
Ne verirsen onu alırsın.
Cümlelerin basit olması, kavramanın basit olmasını ifade etmiyor demek ki.
Karşındakini kınadıkça, kınanırsın.
Karşındakini küçük gördükçe, küçük görülürsün.
Karşındakinden nefret ettikçe, nefret edilirsin.
Ama karşısındakini anlamaya çalıştıkça, karşındaki de seni anlamaya çalışır.
Kısacası, ne ekersen onu biçersin.
Ne verirsen onu alırsın.
Cümlelerin basit olması, kavramanın basit olmasını ifade etmiyor demek ki.
"Almitra sözü aldı
ve sordu:— Peki üstad; evlilik nedir?
Cevap şöyle geldi:— Siz birliktelik için doğmuşsunuz. Ölüm meleğinin beyaz kanatları sizi ayırana kadar ayrılmayacaksınız. Tanrı'nın sessiz tanıklığında bile beraber olacaksınız, ama birlikteliğinizde mesafeler bırakın; bırakın ki, cennetin rüzgarları aranızda dansedebilsin...birbirinizi sevin ama, aşk tutsaklığı istemeyin.. bırakın aşk, ruhunuzun kıyılarına vuran dalgalar gibi olsun... birbirinizin bardağını doldurun ama aynı bardaktan içmeyin; ekmeğinizden verin birbirinize ama aynı somundan ısırmayın... birlikte şarkı söyleyin; lakin birbirinizi yalnız bırakmayı da bilin, sazın telleri de yalnızdır ve armoni içinde aynı melodiyi seslendirir... birbirinize kalbinizi verin ama karşılıklı kilitleyip saklamak için değil! sadece hayatın eli o kalbi saklar! birlikte durun, ama yapışmayın, tapınakların sütunları da bitişik değildir! ve unutmayın; meşe ile çınar birbirlerinin gölgesinde büyümezler..."
Halil Cibran
Cevap şöyle geldi:— Siz birliktelik için doğmuşsunuz. Ölüm meleğinin beyaz kanatları sizi ayırana kadar ayrılmayacaksınız. Tanrı'nın sessiz tanıklığında bile beraber olacaksınız, ama birlikteliğinizde mesafeler bırakın; bırakın ki, cennetin rüzgarları aranızda dansedebilsin...birbirinizi sevin ama, aşk tutsaklığı istemeyin.. bırakın aşk, ruhunuzun kıyılarına vuran dalgalar gibi olsun... birbirinizin bardağını doldurun ama aynı bardaktan içmeyin; ekmeğinizden verin birbirinize ama aynı somundan ısırmayın... birlikte şarkı söyleyin; lakin birbirinizi yalnız bırakmayı da bilin, sazın telleri de yalnızdır ve armoni içinde aynı melodiyi seslendirir... birbirinize kalbinizi verin ama karşılıklı kilitleyip saklamak için değil! sadece hayatın eli o kalbi saklar! birlikte durun, ama yapışmayın, tapınakların sütunları da bitişik değildir! ve unutmayın; meşe ile çınar birbirlerinin gölgesinde büyümezler..."
Halil Cibran
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)