29 Ekim 2012 Pazartesi


EY TÜRK GENÇLİĞİ!
Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.
Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır. Bir gün, İstiklâl ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerâit, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhid edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.
Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır!
Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur !

Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK

28 Ekim 2012 Pazar

VRiL | Haunebu UFO TRUTH!
http://www.youtube.com/watch?v=KjC-rGg_wCc

Ağrı Dağı'nda Bulunan UFO Almanya'ya Götürüldü

Alman ajanların hedefi Ağrı dağında olduğuna inanılan Nuh’un gemisini araştırmaktı. Bu ajan timi İran ve Türkiye arasındaki dağlarda araştırma yaparken, Dicle Nehri kenarındaki bir köyün yaşlılarından ilginç bir hikaye duydu. Bu hikayeye göre, 200 nesil evvel yaklaşık 1000 yıldan fazla bir süre önce esrarengiz parlak bir “EV” gökten çok gürültü çıkararak, yere düşmüştü. Bir zaman sonra köyden köye yolculuk yapan bir şahıs bu esrarengiz cisim ile karşılaşmıştı. Şahsın ifadesine göre, cisim ıslık gibi bir ses çıkarmakta ve dokunulmayacak kadar sıcaktı. Ayrıca pis bir koku da yaymakta idi.



(Birçok UFO olaylarında tanıklar aynı şekilde ıslık şeklinde ses ve ağır bir koku duyduklarını söylemişlerdir.)

Araştırmaya yürüten tim bunu derhal Almanya’ya bildirdi. Bir ay sonra bölgeye iki araştırma timi daha gönderildi. Bölgeye gelen bir grup bilim adamı, Hitler’in savaş makinesinin “Özel Silahlar” bölümünün öncüleri idiler. Bu grup “evi” aramaya koyuldu ve onu sağlam bir vaziyette buldular. Bu, “Dünya Dışı” bir geminin ilk ele geçirilişi oldu.

UFO 25 metre çapında ve 8 metre yüksekliğinde idi. Gemi giriş olmayan metalik bir görünümde idi. Gemi dış güçlere karşı duyarlı idi ve toprağın birkaç metre üstünde havada yüzer gibi duruyordu. Ayrıca en ufak bir dokunuşta hareket edebiliyordu.

1938 Aralık ayında UFO Almanya’nın en önde gelen bilim adamlarının toplandığı, Münih’in kuzeyinde bir yere getirildi. Etraftaki dağların çevrelediği bir tuz madeni, diski araştırma ve gerekirse üretmek için gerekli tesisler haline dönüştürüldü. Yapılan incelemeler sonucunda geminin, dünyadaki herhangi bir devletin çok gizli silahı olamayacağı hükmüne varıldı. Nazil bilim adamları kısa zamanda geminin çalışma sistemlerini anlamakta başarılı oldular.

1941 Temmuz’unda Almanya bilim adamlarından biri ABD’ye kaçıp, bildiklerin anlatmasaydı, kimse Hitler’in neye sahip olduğunu ve onunla ne yapmayı tasarladığını bilemeyecekti. 2’nci Dünya Savaşının sonunda Amerika Askeri İstihbaratı “Oz” kod adı altında Nazi Tesislerini ve yukarıda adı geçen diski ele geçirdi. Disk derhal Amerika’ya yollandı. Fakat diğer yandan Sovyetler de altı ay sonra esir aldıkları Nazi bilim adamları vasıtasıyla; Almanların ele geçirdiği dünya dışı diskten haberdar oldular.

Amerika böylece bedavadan bir UFO sahibi olurken, bugün onu geliştirmesi mantıken akla yatkın geliyor. Ama Uçan Daire tipindeki uçakları müttefikler Almanya üzerinde uçarken sık sık görüyorlardı. Karşılarına Küre biçiminde çıkan bu uçaklar savaşın son zamanlarında görülmeye başlanmıştı.

Amerikan 8 Hava Filosu İstihbarat bölümünde görevli bir subay New York basınına şöyle bir açıklama yapmıştı: “Uçan Dairelerin Almanların kullandığı psikolojik bir uçaksavar silah olması mümkündür. Batı Almanya üzerindeki gece uçuşları esnasında uçaklarımızı izleyen parlak küreleri ve diskleri görme fırsatım oldu.”



Amerikalılar 2’nci Dünya Savaşının son günlerinde Alsas-Loren’deki Hagenau ve Ren bölgesindeki Neustadt semalarında sık sık uçan daireler gördüklerini rapor ediyorlardı. Savaş bitiminde Amerikan Ordusunun ilk hedefi Almanların gizli üsleri ve buralarda çalışan bilim adamlarıydı. Sonuçta bugünkü başarılarını ise Almanya üstünde kurdukları hava bombardımanı üstünlüğü sayesinde savaşı kazanmalarına borçluydu. Bir Generalin ifadesine göre ABD 12’ye beş kala savaşı kazanmıştı.

Vril


Vril ya da diğer adıyla Vril Serisi Nazi Almanyası'nın ürettiği ilk uçan daire modelidir.

Tarihçe
Alman Nazileri 2. Dünya Savaşının başında özellikle Hitler'in teşvikiyle dünyada; 2.Dünya Savaşında önemli fayda sağlayacak önemli olay, buluş ve icatları araştırmak üzere bir ekip topladılar. Bu ekip Ağrı Dağı yakınlarındaki bir efsaneyi araştırmak için Türkiye'ye geldi. Çevre sakinlerinin anlattığına göre etrafta uçan daire şeklinde dolaşan bir cisim Ağrı Dağına düşmüştü. Hemen kazı çalışmalarına başlayan ekip kısa zamanda bahsedilen uçan daireye ulaştı. Rivayete göre uçan daire havada dönüyor ve herhangi bir fiziki müdahaleye karşı çabucak tepki veriyordu. Almanya'ya götürülen uçan dairenin, yapılan incelemeler altında, bir Nazi versiyonu üretildi. İsmi Vril olan bu insan yapımı uçan daire yüksek hızlara ulaşabiliyor ve az yakıt harcıyordu. Ancak manevra kabiliyeti yüksek olmadığı için savaş esnasında pek bi yararı olmuyordu. Daha sonra projeyi üstlenen ve çalışmaya isimlerini veren Vril adlı örgüt çalışmayı üstlendi. Böylece Vril uçan daireleri geliştirilmeye başlandı. '. Dünya Savaşının Almanlar tarafından kaybedilmesinin ardından Vril ve daha sonra üretilen Haunebu isimli uçan dairelerin konfigürasyonu şeklinde üretilen bir uzay gemisi üretildi ve bu konfigürasyona Vril -7 (2) ‘‘Vril-Odin’’ ismi verildi. Daha öncesinde Vril örgütü telepatik ilişkilerle 68 ışık yılı uzaklıktakta bulunan ve Aldebaran denilen takım yıldızındaki canlılarla iletişim kurduklarını söylediler. İttifak yaptıklarını ve onların üstün savaş gücünü dünyaya getirip 2. Dünya Savaşında kullanabileceklerini hükümete anlattılar ve Aldebaran'a gitmek için izin istediler. Hitler ve hükümeti ise zaten yenildikleri için Vril örgütüne izin verdiler. Çeşitli rivayetlere göre Vril -7 (2) ‘‘Vril-Odin’’ uzay gemisi 25 yıl süren yolculuğunu tamamladı Aldebaran'a ulaştı. Geride kalan Naziler ise,büyük çoğunluğu gençler ve mühendislerden oluşan kısım, Mars'a gittiler ve burada bir üs kurdular. Amerikanın Mars'da kaybolan robotlarının bu üs tarafından imha edildiği söylentiler arasında. İşte Mars'daki bu üste Naziler gelecek olan Aldebaranlıları bekliyorlar. Yada orada kendilerine yeni bir hayat kurdular.
Vril -7 (2) ‘‘Vril-Odin’’ Gezegenlerarası Uzay Gemisi

Teknik Özellikleri 
Çapı: 45 m.
Yüksekliği: 22,50 m.
İtiş şekli: İhtimal - A=Vril-7 (1) de olduğu gibi İhtimal – B= Y-7/0-Vril-7(1)+Thule Takyonator-7c-Hanebu-II (Her ikisinin geliştirilmiş rekombinasyonu.) Hız: Mx. Işık hızında=Tak.300000 km/sn. (Normal kozmik anti gravitasyon uzay uçuşunda)
3x Işık hızı=Tak.900000 km/sn= uzayüstü boyut kanalı uçuşunda kullanılıyor
Mürettebat: 28 kişi (14 Erkek +14 Kadın)


27 Ekim 2012 Cumartesi

24 Ekim 2012 Çarşamba

19 Ekim 2012 Cuma

"Hiç kimseye söylemediğiniz günahlarınız gibi, hiç kimseye söylemediğiniz ibadetleriniz de olsun."

18 Ekim 2012 Perşembe


En inandırıcı haberler bile yalan olabilir.
Gerçek sandığın, tahmin edebileceğinden daha iyi bir oyun olabilir.

15 Ekim 2012 Pazartesi


Esenyurt Belediyesi, 10 bin metrekarelik yeni bir hayvan barınağı açmış.
Hayvanlara manikür ve saç bakımı bile yapılıyormuş.
Her şey dört dörtlük ve insalıkta son noktaya geldik ya...
Tek eksiğimiz hayvanlara manikür yapmaktı,
Toplum, eğitim ve insanlık dersi beklerken.

Eden bulur. Şimdi veya yıllar sonra, eden bulur...
Cezaların acelesi hiç yoktur.

14 Ekim 2012 Pazar


Bir kız kulağını deldirmiş.
İki gün sonra kalbi durmuş.
Nedeni ise kulağından geçen kılcal damar iltihap yapmış.
Bilginize...

Sabah sahilde spor yapanları görmek güzel.
Spor yapanlardan biri olmak daha güzel.

12 Ekim 2012 Cuma

Arkadaş, senin için bir iyilik yapar...
Hayatı değişir.
Senin bundan haberin bile yoktur.
Yaklaşık 12 yıl sonra sana anlatır...
Ve sen bayağı bir durgunlaşırsın.
Sonra der ki, aramızda kalsın.
Torba (naylon poşet) kullanmamaya önem veren ve geri dönüşümleri ayıran sevgili arkadaşlar...
İçme suyunuzu şişelerde alıyorsanız, şişelerinizin içinde geri dönüşümleri biriktirerek daha az torba harcamış olursunuz.

11 Ekim 2012 Perşembe


Bir akşam Ankara'da yürüyorum...
Bir ağacın yanından geçerken, ağacın üzerindeki kâğıt dikkatimi çekti.
Üzerinde şöyle yazıyordu:

Sayın Arkadaşlar
# Çocuklarınız sizin için nasıl
değerli ise bu çiçekler de
benim için değerlidir #

Lütfen
Buraya ÇÖP
Atmayınız

yazan => AĞAÇ

* Bu yazıyı yırtmayın ne olursunuz *



Ağacın dibine baktım, biri bir sürü güzel küçük çiçekler ekmiş.
Ve çiçeklerin üzerine bir sürü çöp atılmış.
Artık siz düşünün ne kadar düşünceli, anlayışlı, temiz, çağdaş insanlarla yaşadığımızı...

Bir insana kaç hayvan düşüyor acaba?

10 Ekim 2012 Çarşamba

Dünya ruh sağlığı gününde aklıma gelen ilk şey, parapsikoloji laboratuvarlarının kapatılmış olması.

7 Ekim 2012 Pazar


Aşık olun ey insanlar, aşık olun...
Kara gözlere değil, kara gözleri yaradana...
Güle değil var edene aşık olun...

Mevlana

6 Ekim 2012 Cumartesi

Uluslararası Darıca Yarı Maratonu
7 Ekim 2012
Saat: 9:30
Başlangıç Çizgisi: Darıca Belediyesi önü.
Mesafe: 21 km.

http://www.daricayarimaraton.com/

5 Ekim 2012 Cuma


Recep Tayyip Erdoğan'ın, kentsel dönüşüm konuşmasından bir cümle:
"Şöyle bir zumlayalım, yıkım yapılacak yeri görelim."
Sonra zumlama kelimesini iki kez daha söyledi.
Aklıma takıldı, kabullenemedim.

""Türk" demek "dil" demektir. Milliyetin çok belirgin niteliklerinden biri dildir. Türk milletindenim; diyen insan, her şeyden önce ve mutlaka Türkçe konuşmalıdır.” 17 Şubat 1931
Mustafa Kemal Atatürk

4 Ekim 2012 Perşembe

"Savaşı çıkaranlar, kırmızı derililerden çaldıkları toprakları savunmak için kara derilileri, sarı derililerin üstüne salan beyaz derililerdir."