27 Aralık 2013 Cuma

Birkaç gündür kafamda bir rahatlık var. Düşündüm acaba neden diye. Farkettim ki toplumu kışkırtıcı, bölücü, yalan söyleyen, yuhlatıcı, zıt guruplaşmalara teşvik edici konuşmalar yapan kişilerin konuşmalarına denk gelmedim. Denk gelmek de istemem.
Bu tür konuşmalar yapılmasının sebebi de mi dış güçlerin oyunu?
Evet desen de sonuç aynı-kötü, hayır desen de.
"En büyük kurumlar, envanter listesinde yer almayan kaynaklar için korkunç bir rekabete girişmişlerdir: Hava, okyanus, sessizlik, güneş ışığı ve sağlık. Bu kurumlar çaresizce niteliklerini yitirirken, söz konusu kaynakların kısıtlı oluşunu kamuoyu önüne koymaktadırlar. Doğa her yerde zehirlenmekte, toplum insansızlaştırılmakta, iç yaşam istilâya uğramakta ve bireysel uğraşların artmasının önüne geçilmektedir."

Ivan Illich

19 Aralık 2013 Perşembe

Bir taraftan "Allah" diyerek, bir taraftan "Atatürk" diyerek yediler memleketi.
Ben, yalansız siyaset olmaz lafına hiçbir zaman katılmayacağım.
Bir sigaradan daha kötü kokan bir şey varsa, o da iki sigaradır.
Neymiş? Kuşlar uçuyor. Evde kaldım demiyorda... 
Yıllar önce minibüste bir sohbete kulak misafiri oldum:
Öğle saatlerinde lahmacuncuyu biri arıyor ve "yüz lahmacununuz var mı?" diye soruyor. Lahmacuncu "yok" diyor. Bir gün sonra yine aynı saatte arıyor, "yüz lahmacununuz var mı?" lahmacuncu "yok" diyor. Bir sonraki gün yine arıyor, lahmacuncu yine "yok" diyor. Ama lahmacuncunun dikkatini de çekmeye başlıyor. Bir gün sonra yine aynı saatte telefon geliyor, "yüz lahmacununuz var mı?" lahmacuncu "yok" diyor. Bir gün sonra, lahmacuncu başlıyor yüz lahmacunu hazırlamaya. Aynı telefon gelene kadar yüz lahmacunu hazır hale getiriyor. Aynı saatte yine telefon geliyor, "yüz lahmacununuz var mı?", "var" diyor lahmacuncu, "nereye gönderelim?" Telefondaki: "Yok, ben o kadar lahmacunu nasıl satacaksınız diye soracaktım."
Pachelbel Canon: Robin Spielberg piano


Pro Infirmis «Because who is perfect?»


~Chill Out Land of Beauty~



Annesi şarkı söylerken ağlayan duygusal bebek. :)

Emotional baby! Too cute!


Enya - Wild Child & Caribbean Blue HD


Enya - Caribbean Blue


Scott Joplin - The Entertainer - piano impressions



Ragtime Piano : SCOTT JOPLIN . " The Entertainer " (1902)


15 Aralık 2013 Pazar

Yol kenarlarına ufak su kanalları yapılır, sular rahat akıp gitsin diye ve üzeri ızgaralarla kapatılır ama millet onun içine çöpünü, izmaritini atmaya çalışır... Izgara delikleri ne kadar küçük olursa olsun, o izmaritler mutlaka oraya sokulur. Attı, girmedi mi? Ayağıyla itekleyerek sokmaya çalışır. Ama o su kanallarının çöp dolup tıkanacağı aklının ucundan bile geçmez. Neden? Çünkü düşünmez. Odaklandığı tek şey var, bu izmarit oraya girecek! 
Spor yapmamaya devam et ki günün birinde bir doktorun eline muhtaç ol. Kötü bir doktorsa, ameliyat olman gerekmese bile ne yapıp edip seni ameliyat eder. Daha kötüyse, üstüne bir kaç ilaç satın alman gerektiğini ve uzun süre kullanman gerektiğini belirtir. Daha da kötüyse, seni ömür boyu ilaçlara mahkûm eder ve o yan etkilerden bu yan etkilere atlayarak, satılık hastalıklar sektörüne hoş geldin, sevgili satılık hastalıklar kurbanı. İyi bir hekimse seni ilaçsız da iyileştirir. İşini şansa bırak ve spor yapma. Belki şans sana da güler. Ama kötü bir doktorun seni ıskalayacağını sanmıyorum. Ne de olsa iyi denilen pahalı hastanelere bile şuram ağrıyor diyerek girdiğinde seni ameliyat etmeden bırakmıyorlar! Sağlam giriyorsun, oran buran delik kesik çıkıyorsun.
Baştan aşağı siyah giyinimli ve siyah deri çantalı iki adam dolaşarak gazete satıyor.
Satmak için kullandığı cümle: "Herkese sattık." Gazeteyi hemen de elinize tutuşturuyorlar ücretsizmiş gibi. Ben de zaten hemen inandım ve doğal olarak almadım. Bence adamları soğuk hava çarpmış, üşütmüşler. Çünkü gazetenin fiyatı 10 lira.
Mevlana sayfasından,
KitapYurdu.CoM sayfasından,
Ve son olarak da bugün,
Kişisel Gelişim ve OLumlamalar sayfasından,
Engellendim.
Çünkü, ilgili paylaşımların altına sadece basit yazım hatalarının doğrularını yazdım.

Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar diye boşuna dememişler. 
Okulsuz Toplum - IVAN ILLICH
Dışarıda yürüyorum, birden kafama bir şeyler düşmeye başladı. Baktım yukarı, kar. 
(10 Aralık akşamı)
Yağmuru seviyorum diyorsun, yağmur yağınca şemsiyeni açıyorsun.

11 Aralık 2013 Çarşamba

Yaz bitti, kış geliyor.
Şimdi, yaz bitti, nasıl olsa artık seneye denize gireriz diyerek ne yapmayacağız? Kilo, almayacağız. Yağlı yiyecekler, yemeyeceğiz. Pasta-tatlı, ekmek, yemeyeceğiz. Sofradan doyarak, kalkmayacağız. Yemek yerken su, içmeyeceğiz. Çikolata da yemeyeceğiz vs. Hadi diyelim ki dayanamıyorsun, o zaman ne yapacağız? Az yiyeceğiz. Sporu zaten daima yapacağız... Sonra diyet yapmakla ne yapmayalım? Uğraşmayalım. Her zaman nasıl olalım? Sağlıklı olalım. 
Kişileri eleştirirken veya örnek alırken, o kişinin yaşadığı zamanı da düşünmek gerekir.
İyi ki televizyon izleme alışkanlığı yerine kitap okuma alışkanlığı edindik.
Evlenmek için henüz erken. Sizi kandırmışlar.
Hırsızın sabıkası yirmi tane, gazetecinin sorduğu soru: "pişman mısın?"
Öyle temiz bir toplum içinde yaşıyorum ki, her gün yerlerde çöp görüyorum.
Hırsızlık, cinayet, taciz vs. haberlerine üzülüp de bununla ilgili filmlere gidip bu anlayışı desteklemek,
Sonra bu tür filmler çok izleniyor diye daha çok bu konularda film yapılması,
İnsanların bu filmlerden etkilenip aynı şeyleri yapmaya çalışması,
Hırsızlık, cinayet, taciz vs. haberlerine üzülüp de bununla ilgili filmlere gidip bu anlayışı desteklemek ...
Silahtan oyuncak olmaz çocuk!