28 Haziran 2010 Pazartesi

"Gezegeni kurtar. ... Gezegeni kurtarmış. Peki niçin? Neyden? Kendimizden mi? ... Kafesteki fareler bile bizden daha iyi iş çıkarırdı."
Memleketin sorunu bitti, şimdi dizileri tartışıyoruz.
Ah, diziler bitiyor. Hm, neyseki eğlence programları var.


O ne yapmış, bu niye böyle, şu neden öyle, acaba ne olacak, o ona niye öyle yaptı, kim kime ne dedi... insan kafayı yer ya. :)

Kişi bu soruları kendisine sorsa, ermiş olur. :)

26 Haziran 2010 Cumartesi

"Bana mükemmel bir lisan ver, sana büyük bir millet teşkil edeyim."
Gottfried Wilhelm Leibniz

Bizim milletimize mükemmel bir lisan ver, başka dillerle karıştırıp çorba yapsın.

24 Haziran 2010 Perşembe

Naylon poşet kullanıyor musunuz?

Naylon poşet kullanıyor musunuz?
Zararını biliyor musunuz?
Emin misiniz?

Size, gidip file alın, bez çanta alın demeyeceğim. Kendi çantanızı da kullanabilir, kendiniz çanta da yapabilirsiniz. Ama, marketlere her gidişinizde BEDAVAYA aldığınız naylon poşetlerin zararlarını bilseniz iyi olur. Çünkü kendi kendinize zarar veriyorsunuz.

Son zamanlarda “çevreye zarar vermeden çürüyen naylon poşet” de çıktı. Çevreye zarar vermeden çürüyor olabilir ama çürümeden önce verdiği zararları düşündünüz mü?

Bu yazının amacı, insanların bilinçlenmesini sağlamaktır. Gerisi sizin elinizde.

Naylon poşetler çözülürken zehirli kimyasallar yayar ve bunlar toprağımıza, suyumuza karışarak besinlerimizin ve suyumuzun ciddi anlamda sağlıksız olmasına sebep olur. Yakıldığı zaman ise nefes aldığımız havayı kirletir.

Tahminlere göre plastik poşetlerin sadece %1’i geri dönüştürülüyor, geri kalan %99’u ise yüzlerce yıl doğada kalıyor.

İlk kez çöp torbaları olarak plastik poşetler 1950’lerde ortaya çıktı.

1975 teki bir araştırmaya göre, okyanuslarda dolaşan gemiler yılda yaklaşık 3.700.000 kg. plastik torbayı denizlere boşalttılar.

Dünya yüzeyi henüz bir plastik çöplüğüne dönmemişse, bunun nedeni denizlerin dibinin çöplük olarak kullanılmasıdır.

Tüm dünyada yılda 750 milyar ile 1 trilyon adet arasında plastik poşet üretildiği tahmin ediliyor.

Yani dakikada 1 milyon poşet üretiliyor.

&

Ülkeler, plastik poşetlere nasıl tepki gösteriyor?

ABD: San Francisco’da 27 Mart 2007’de plastik poşet kullanımı yasaklandı. Los Angeles’ta 1 Temmuz 2010’da plastik poşet kullanımı yasaklanıyor. Boston ve Oakland yasaklama yolunda.

ALMANYA: Çok az yerde ücretsiz satılması dışında plastik poşetler 6 sent ile 20 sent arası değişiyor.

BANGLADEŞ: 1988 ve 1998 yıllarında naylon poşetler kanalizasyonu tamamen tıkadı ve ülkenin üçte ikisini su altında bırakan yıkıcı seller meydana geldi. Bu felaketten sonra başkent Dhaka’da polietilen poşet kullanımı yasaklandı ve ekonominin unutulan bir kısmı yeniden canlandı.

BULGARİSTAN: Bazı marketlerde büyük naylon poşetler ortalama 15 kuruşa satılıyor.

ÇİN: Caddelerde uçuşan naylon poşetlere "beyaz kirlili" adı verildi. Naylon poşetler ücretli yapıldı ve her yıl 37 milyon fıçı petrol tasarrufu gerçekleştiriliyor.

FRANSA: Paris’te plastik poşet kullanımı yasaklandı. Yasak 2010 yılından itibaren tüm ülke genelinde uygulanacak.

GÜNEY AFRİKA: İnce plastik poşetleri kullanmak 2003 yılında yasaklandı. Daha rahat dönüştürülebilenlerin kullanımı serbest. Naylon poşetlere hakaret anlamında "Ulusal çiçek" adı takıldı çünkü ülkenin her yerinde bulunuyor.

HİNDİSTAN: 9 Ocak 2008'de plastik poşetler yasaklandı. Yasağa uymayanlar 5 yıla kadar hapis cezasıyla yargılanacak yada ağır para cezasına çarptırılacak.

İNGİLTERE: Londra’da 2007 yılında naylon poşetler ücretli yapıldı. Bez çanta kullanımı artırılarak naylon poşet talebinin %70 düşmesi sağlandı.

İRLANDA: 2002’den beri her plastik poşete 20 sent vergi uygulanıyor. Plastik poşet kullanımında %90 azalma kaydedildi.

İSVEÇ: Standart naylon poşet ücretleri 1-1,5 sek (0,1-0,15 euro).

JAPONYA: Plastik poşet kullanımı yasak ve bu sayede yılda yaklaşık 20.000 varil petrol kazanıyor.

KANADA: Plastik poşetler ücret karşılığı satılıyor.

KENYA: 2008’den itibaren plastik poşetler yasak.

RUANDA: 2005’ten beri her tür plastik poşetin kullanımı yasak.

TAYVAN: Plastik poşetin yanı sıra tek kullanımlık plastik çatal, bıçak ve kaplara da yasak uygulanıyor.

TÜRKİYE: İstanbul Kadıköy’de 1 Mart 2010’dan itibaren naylon poşet kullanma yasağı başlıyor. Bazı yerel yönetimlerin uyguladığı yasaklar da mevcut. Türk gıda kodeksi gıda malzemelerinin naylon poşetlerde satılmasını yasaklamıştır.

UGANDA: İnce plastik poşetler yasak, kalınlara ise vergi getirildi.

Batı Hindistan, Botsvana, İsrail, Makedonya, Tanzanya ve Singapur naylon poşet kullanımını yasakladı.

&

Naylon poşet üretimi, petrol ve doğal gaz gibi yenilenemeyen enerjinin git gide azalmasına yol açar.
Denizleri, gölleri, nehirleri kirletirler,
Ağaçlara takılarak görüntü kirliliğine neden olurlar,
Kanalizasyonları tıkayarak sellere sebep olurlar,
Hayvanların boğazlarını tıkayıp boğularak ölmelerine neden olurlar.

Bir naylon poşet üretmek için gerekli olan enerji, bir arabaya 115 metre boyunca güç sağlayabilir. Daha da fazlası, naylon poşet çöplerinin temizlenmesi pahalıya mal olur. Bu da daha çok vergi ödemeniz anlamına gelir.

Naylon poşetler petrol türevi olan polietilenden üretilir.
Ücretsiz ve kullanışlı olduğu için çok tüketilir ve çöplerle beraber doğaya atılır.
Ortalama 15 dakika kullandığımız bir naylon poşetin doğada tümüyle yok olması için bin yıl gerekir.

Naylon poşetlerin sadece %1’i geri dönüştürülür, %99’u doğada kalır.

Bu sözde "ücretsiz" naylon poşetlerin aslında ücretsiz olmadığını, çünkü maliyetlerinin satın aldığımız ürünlere eklendiğini unutmayın.

Dünya Doğa Vakfı'na göre naylon poşetlerden ötürü her yıl 100,000'in üzerinde balina, fok, su kaplumbağası ve kuş ölüyor. Karada ise inekler, keçiler ve öteki hayvanlar yem ararken genellikle plastik parçalar yiyorlar. Bu nedenle sindirim sistemlerinde bozulmalar olur, hastalanır ve hatta ölürler.

Yılda 200 farklı deniz canlısı, plastik torbalar nedeni ile hayatını kaybeder.
Kuşlar boğulur.
Besin sanarak yuttukları plastiği hazmedemeyen kaplumbağalar ölür.

Naylon poşetler şeffaf oldukları için, tıpkı bir sera gibi ısıyı emerek orman yangınlarına neden olur.

Naylon poşetler dokundukları gıdaların vitaminlerini yok ederler.

Çöplerin % 90’ı naylon ve plastik atıklardan oluşur.

Işık, plastik poşetlerde kimyasal çözümlemelere neden olur.
Zaman içinde daha küçük ancak daha zehirli petro-polimerlere bölünürler.
Ve bunlar, topraklarımızı ve sularımızı zehirler.

&

Markete her gidişinizde yanınızda çantanızı götürebilirsiniz veya her defasında naylon poşet alıp, yukarıda yazılan zararlara sebep olmaya devam edersiniz.

Naylon poşetlerin yasaklanması için bizim de başımıza büyük bir sel felaketinin gelmesini mi bekliyorsunuz? Yoksa içtiğiniz suyun, yediğiniz yiyeceğin daha çok tüketilemeyecek dereceye gelmesini, soluduğunuz havanın daha çok kirlenmesini ve ardında hastalıklara daha hızlı yakalanmayı mı bekliyorsunuz?

Yediğiniz yiyeceğin, içtiğiniz suyun ve soluduğunuz havanın sizi hastalıklara sürüklemesini istemiyorsanız, naylon poşet kullanmayınız.

Yaşamamızı sağlayan en önemli etkenlerden toprağımızı, suyumuzu ve havamızı zehirlemeyelim!

Her birey, yaşayacağımız gelecekten sorumludur!


Araştırma: Arslan Çehrelioğlu

Naylon Poşet Kullanmıyoruz !
http://www.facebook.com/group.php?gid=104271766292313
Benden başka, markete her gidişinde naylon poşet almak yerine yanında bez çantasını götüren var mı?
Hani, naylon poşet toprağın, suyun, havanın kirlenmesine, hayvanların ölümüne, sellere sebep olur ya…
Haberin yok mu?
Yoksa var da aynen devam mı ediyorsun?
Yoksa sağlığının değerini mi bilmiyorsun?

23 Haziran 2010 Çarşamba

Dünyanın her yerinde kullanılan dil hangisidir deyince çoğu kişi “İngilizce” diye atlar, körelmiştir çünkü düşünceleri. Tek bir evrensel dil vardır; işaret dili.

21 Haziran 2010 Pazartesi

İnsan kusursuz değildir. En büyük kusuru beynindedir. Suyunu, toprağını, havasını kirlettiği halde en akıllı olduğunu iddia etmektedir. Oysa laf attığı kuş beyinli canlı türü dahi kendisini zehirlemez.

19 Haziran 2010 Cumartesi

GDO'lu ürünlere resmi izin çıkmış.
Bunu verenleri resmi aptal mı ilan etmek gerek?

17 Haziran 2010 Perşembe

Takım elbise bir gereklilik değildir
Ama bir ihtiyaç olabilir,
Dış görünüme aldanmak isteyenler için.

12 Haziran 2010 Cumartesi

Sigarayı keşfedenin de, icat edenin de, reklamlarda özendirenlerin de, gizli halkla ilişkiler çalışması yapanların da, görüntülerde bilinçaltına gönderenlerin de, içmeyene sigara uzatanın da, sağlıklıymış gibi gösterenlerin de, arkadaşını sigaraya alıştıranın da ...!

8 Haziran 2010 Salı

Öğrencilerin başarısız olması, saçma evrensel dil anlayışının dayattırılması ile çok yakından bir ilgisi vardır.
FOŞŞ Tbox
TISS Tbox
ÇÜŞŞ Tbox

T-box'ın iki saniyelik reklamlarından ilginç kelimeler. Çüşş ve ohaa yazmamışlar ama bence en uygunu onlar...

Ve ne yapıyorum, T-box'ın ürünlerini almıyorum.

Yapacağınız reklam stratejisi bu muydu.. Kaldı ki millet bunu yer mi, yer. Nasıl ki Levi's da bu tür reklamlara başladığında satış patlaması yaşadı, T-box'ta da olur mu, olur... maalesef, millet böyle şeyleri yer.

En basit yol, insanların zayıf noktalarını kullanmaktır.
Ve bunda hiçbir yaratıcılık yoktur.
İnsanlar, reklamlarda gördüklerini ister.
Modayı hep reklamlar belirler.
Reklamlarda, üründen ziyade başka şeyler de gösterilir.
Bazı başka şeyler, toplumun kültürünü ve yapısını bozmaya başlar.
Toplum yavaşça bozulur, çoğunluk farkına varamaz.
Zamanla, bazı başka şeyler normal görünmeye başlar.
Ve toplum bozulur çünkü reklamlar başarılıdır.

Türkiye, bu devire daha yeni girdi sayılır. Devir, toplumu markanın içine sokma devrimidir. Artık bu tür edepsiz reklamlardan iyi sonuç elde edilemeyince, toplum, halkla ilişkiler çalışmaları ile markaların daha da içine girecek.

3 Haziran 2010 Perşembe

Çoğu insanın fikri vardır, bilgisi olmadan.

KİRLENEN MAVİ

Dalgalanıyordu mavi, huzuru bulmak için.
Kolay olduğu kadar zordu aslında
Ve zor olduğu kadar kolaydı görünmeyenler.
Niye kirletirdi insan maviyi?
Çok geçerli sebepleri vardı.
Daha iyi yaşamak istedi, kirleterek dünyayı.

Ve sen,
Görmedin kirlenen maviyi.
O, soluduğun havaydı,
İçtiğin su ve yediğin yiyecek.
Seni yaşatan her şeydi.

Çok kazanabilmek için yollar kat ettin,
Çevreyi kirletse de ağır bastı servetin.
Çok okudun ama,
En çok sömürmeyi öğrendin.
Ölene kadar sevdin,
Severek kirlettin.

Bundandır ki yok oluyor mavi.
Kimin umurunda?
Ve sen düşünmedin sorgulamayı…
Ve sana öğretilmedi sorgulamak…
Öğrenmemen için gerçekleri.
Görmemen için, kirlenen maviyi.

2 Haziran 2010 Çarşamba

Şiir yazdım baksana :))

Ben şiir yazdım şiir
Pek bi güzel o şiir
Hem sana yazdım hem bana
Ben şiir yazdım şiir

Şiir yazdım baksana
Haydi elimi tutsana
Çıkalım senle kırlara
Şiir yazdım ben sana

Yaratıcılığımı durduramadım
Bir başladım, susturamadın
Ben sana dediydim şiir yazdım
Sen bir türlü okuyamadın

Bence şiir yazmayı bırak
Yoksa ders olacak çift kat
Şiir yazmaya devam etme
Haydi şimdi burada bırak

Güldün demek beğendin
Ne de çok sevindin
Şimdi sen de gülmeyi bırak
Haydi dön dersine bak

Koyu renk yazasım var
Notu biçimlendiresim var
Fotoğrafa gerek yok
Yayınlaya basasım var