4 Şubat 2012 Cumartesi

Ney

Dinle ney’den duy neler söyler sana,
Sızlanır hep ayrılıklardan yana:
Kestiler sazlık içinden, der, beni;
Dinler, ağlar: Hem kadın, hem er beni.
Göğsü, göz göz ayrılık delsin de bir,
Sen o gün benden işit özlem nedir.
Her kim aslından uzak düşsün: Arar;
“Asl” a dönmekçin bir uygun gün arar.
Dost’a kâh yoldaş olup, kâh düşmana,
İnleyip sesler duyurdum her yana.
Dost olur –zannınca- her insan bana,
Sırlarım gel gör ki meçhûldür ona.
Sırlarım olmaz iniltimden uzak,
Her göz etmez fark, işitmez her kulak.
Saklı olmaz birbirinden can ve ten,
Cânı görmekçin izin yok bil ki sen!
Bir ateştir, yel değildir ney sesi;
Kim ateşsizdir: Yok olsun böylesi.
Sevgiden ağlar eğer ağlarsa ney.
Sevgiden çağlar eğer çağlarsa mey.
Ney o şeydir: Perde yırtıp perdesi,
Dost edinmiş dosta hasret herkesi.
Hem devâdır ney denen şey hem zehir,
Bir bulunmaz arkadaştır: Hem fikir,
Anlatır ney: Aşkı Mecnûn’un nedir,
Kanlı bir yoldan haber vermektedir.
Müşteri ancak kulak: Söz satsa dil,
Ancak âşık akla mahrem, böyle bil!
Derdimizden gün zamansız dolmada,
Her yanış, bir günle yoldaş olmada.
“Geçti gün!” der, etmeyiz yersiz keder;
Var ol, ey sen tertemiz insan yeter!
Kandı her varlık: Balık kanmaz suya,
Rızk eğer eksikse: Gün dolsun mu ya!
Anlamaz olgun adamdan, ham adam;
Söz hem az hem öz gerektir vesselâm

MEVLANA

Hiç yorum yok: