29 Kasım 2010 Pazartesi

Muhtemelen dünyanın nefret ettiği tek şey insandır. Ama biz dünyanın en akıllı canlılarıydık?

28 Kasım 2010 Pazar

Uyarı yazısı: “Sigara öldürür”
Zekâsına güvenen biri: “Zaten öleceğiz”
Soru: “Ama nasıl öleceksin? O var…”

27 Kasım 2010 Cumartesi

Her bayan makyaj yapmaz. Bazıları palyaçolara özenir.

26 Kasım 2010 Cuma

Aslında Inception filmindeki gibi, rüya içinde rüyaya dalacaksın.
Ama koşuşturmak yerine, yıllarca kitap okuyacaksın.
56 yıllık şoför, hiç ceza yememiş.

25 Kasım 2010 Perşembe

Çift yönlü, çift şeritli bir yol. İki yana da iki araba karşılıklı park edince yol tek şerit olmuş. 5-6 tane adam, ancak bir arabanın geçebileceği tek şerit haline dönüşmüş YOLDAN geçiyor, oradan arabalar geçtiği halde ve arabalar, bu adamların geçmesini bekliyor. Ve iki yandaki kaldırımlar bomboş. Ve bu adamlar takım elbiseli. Dilerim içlerinde öğretmen olanı yoktur.
Not: Kaldırımlara iyi baktım, oldukça düzgündü.

24 Kasım 2010 Çarşamba

Bilmediğimiz şeylere inanıyor,
Bilmediğimiz şeyleri savunuyoruz.
Bilmediğimiz şeyleri seviyor,
Bilmediğimiz şeylerden nefret ediyoruz.

22 Kasım 2010 Pazartesi

"Havuç önceden turuncu dışında hemen her renkte yetişirdi. Derken 16. yüzyılda Hollandalı havuç yetiştiricileri bu kök sebzeye yurtsever bir kimlik kazandırmaya niyetlendiler. Kuzey Afrika'dan getirttikleri değişinime uğramış bir tohum kullanarak, İspanyollara karşı verdikleri bağımsızlık savaşının önderi, Turuncu Prens diye bilinen kral I. Wilhelm'in onuruna turuncu renkte bir havuç yetiştirmeye başladılar. Bayrağı turuncu olan ülkenin şimdi bir de turuncu havucu olmuştu. Bundan hiçbir yarar elde edilmiş olmasa da, yine de bu olayı tarihteki en başarılı markalandırma denemesi sayabilirsiniz. Havuç kemiren hiç kimsenin -Bugs Bunny dahil- tüm zamanların kaçırılmış en büyük markalandırma fırsatını dişlediğinin farkında bile olduğunu sanmıyorum."

Martin Lindstrom, "Duyular ve Marka" kitabından alıntı.
İmkânın sınırları değil, aklın sınırları vardır.

19 Kasım 2010 Cuma

Kimilerine bayramdı, kimilerine vahşet.
Bir de kurbanlık satılan yerler bulunduğu gibi temiz bırakılsa olmaz mı?
Hani, çocuklar o zaman insanla hayvan arasındaki farkı daha iyi görürdü.
Ama yok, insan temiz bulduğu yeri pisletip gider.
Temizlik imandan geliyorsa, çevreyi pisleten herkese "imansız" denilir mi?
"İmansız" deyince kişi kötülenmiş mi olur?
Hani, inanmadığı halde çevreyi pisletmeyenler de var da...

15 Kasım 2010 Pazartesi

Sabahları zor kalkanlara öneri: Papatya kokusu kullanın.

Papatya yağı alarak da uyuyacağınız yerin yakınına çok az yağdan sürebilirsiniz.
Daha kaliteli uyumanızı sağlayarak, sabahları daha erken ve dinç kalkmanızı sağlar.
Ben faydasını görüyorum.

9 Kasım 2010 Salı

Kimilerinin bir yudum su içmeye vakti yokken, kimileri kendini meşgul sanır...

7 Kasım 2010 Pazar

Televizyon izlemekten geri kal, kitap okumaktan asla.

6 Kasım 2010 Cumartesi

"İçinize nane çekin. Batı Virginia’daki Wheeling Jesuit Üniversitesi’nde araştırmacı Dr. Bryan Raudenbush; içine nane çekmenin, bir atletin motivasyonunu ve ruh halini yükselttiğini buldu. Nanenin avantajlarından yararlanmak için bir atlet olmanıza gerek yok. Gidip biraz nane yağı ya da nane nefes aldırıcı (evet, gerçekten de naneyi nefes alır gibi içinize çekmenize yarayan bir alet yapmışlar) satın alın ve de evde ya da işyerinde, kendinizi %100 doğal naneyle uyandırın. Ben kullanıyor ve çok seviyorum."
Jon Gordon

4 Kasım 2010 Perşembe

“En yüce bilgeliğinden daha çok akıl vardır bedeninde. Ve kim bilir, bedenin, bu en yüce bilgeliğe hangi maksatla ihtiyaç duyar?”
Friedrich Wilhelm Nietzsche